610 yılında ilk vahiy nazil oldu,
622 yılında ilk Müslüman Devleti kuruldu
Ve Türklerin İslam ile şereflenmesi 751 yılı Talas Savaşı.
622 yılında ilk Müslüman Devleti kuruldu
Ve Türklerin İslam ile şereflenmesi 751 yılı Talas Savaşı.
141 yılda neler olduğu,Cahiliye döneminden sonra İslam ile şereflenen Müslümanların ne medeniyetler kurduğu sayfalara sığmaz.
610 yılından önce de TÜRKLERİN devşirilmiş hristiyanlığa museviliğe bakış açıları da malumdur ki , Eğer aşağıdaki paragrafın doğruluğu olsa tarihte Hrsitiyan bir TÜRK devleti de olmalı idi...Hun İmparatorluğu , akabinde Göktürk ler dahi Hristiyanlığı benimsememişlerdi...
Aşağıdaki paragrafı kimin ve neden yazdığını belirtmeye gerek bile duymuyorum.Ve o nun devamlarının fikir ve zikirlerini ne amaçla devam ettirdikleri de aşikardır.
Aşağıdaki paragrafla , İslam sancağını taşıyan ecdadımız ve Türk devletleri aşağılanmakta,kabul edilmemekte,ve doğal olarak ;751 yılından sonraki hiç bir TÜRK DEVLETİ ve İMPARATORLUĞUNU kabul etmemekle birlikte , 610 yılı öncesindeki TÜRK devletlerini de Hristiyanlaşmadıkları için benimsemezler....
Çünkü onlar için kimisine göre zulüm "751"yılında, kimine göre "1071" yılında , kimine göre "1299" yılında ,kimine "1453" yılında başlamıştır.
Çünkü "İSLAM SANCAĞI" taşınmaktadır.
Örneğin;
-Uygur Kağanlığı: 745-1368
- Karahanlı Devleti: 840-1212
- Gazne Devleti: 962-1183
- Büyük Selçuklu Devleti: 1040-1157
- Harezmşahlar Devleti: 1097-1231
- Altın Ordu Devleti: 1236-1502
- Timur İmparatorluğu: 1368-1501
- Babür İmparatorluğu: 1526-1858
- Osmanlı İmparatorluğu: 1299-1922
..............................................................
-Uygur Kağanlığı: 745-1368
- Karahanlı Devleti: 840-1212
- Gazne Devleti: 962-1183
- Büyük Selçuklu Devleti: 1040-1157
- Harezmşahlar Devleti: 1097-1231
- Altın Ordu Devleti: 1236-1502
- Timur İmparatorluğu: 1368-1501
- Babür İmparatorluğu: 1526-1858
- Osmanlı İmparatorluğu: 1299-1922
..............................................................
Ve düşüncesi bu paragraftaki gibi olanlar HRİSTİYAN dahi olamazlar,
İttihadi Osmani den İttihak ve Terakki ye ,Tanzimattan Meşrutiyete , ve Kemalizm
İttihadi Osmani den İttihak ve Terakki ye ,Tanzimattan Meşrutiyete , ve Kemalizm
Şimdi de günümüze uyarlayın ....
gelelim paragrafa;
"""Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin millî rabıtalarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed'in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah’a kendi millî lisanında değil, Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'ân'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine âlet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa'da Allah kelimesinin îlâsı (yüceltilmesi) parolası altında Hıristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler"""
"""Türkler Arapların dinini kabul etmeden evvel de büyük bir millet idi. Arap dinini kabul ettikten sonra bu din, ne Arapların, ne aynı dinde bulunan Acemlerin ve ne de Mısırlıların ve sâirenin Türklerle birleşip bir millet teşkil etmelerine hiçbir tesir etmedi. Bilakis, Türk milletinin millî rabıtalarını gevşetti; millî hislerini, millî heyecanlarını uyuşturdu. Bu pek tabii idi. Çünkü, Muhammed'in kurduğu dinin gayesi, bütün milliyetlerin fevkinde şamil bir Arap milliyeti siyasetine müncer oluyordu. Bu Arap fikri, Ümmet kelimesi ile ifade olundu. Muhammed’in dinini kabul edenler, kendilerini unutmağa, hayatlarını Allah kelimesinin her yerde yükseltilmesine hasretmeğe mecburdular. Bununla beraber, Allah’a kendi millî lisanında değil, Allah’ın Arap kavmine gönderdiği Arapça kitapla ibadet ve münacatta bulunacaktı. Arapça öğrenmedikçe Allah’a ne dediğini bilmeyecekti. Bu vaziyet karşısında Türk milleti birçok asırlar ne yaptığını, ne yapacağını bilmeksizin adeta bir kelimesinin manasını bilmediği halde Kur'ân'ı ezberlemekten beyni sulanmış hafızlara döndüler. Başlarına geçebilmiş olan haris serdarlar, Türk milletince karışık, cahil hocalar ağzıyla ateş ve azap ile müthiş bir muamma halinde kalan dini hırs ve siyasetlerine âlet ittihaz ettiler. Bir taraftan Arapları zorla emirleri altına aldılar, bir taraftan Avrupa'da Allah kelimesinin îlâsı (yüceltilmesi) parolası altında Hıristiyan milletlerini idareleri altına geçirdiler"""
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder