13 Kasım 2018 Salı

İnsanın Nefsi en büyük imtihanıdır.
Nefse hoş gelen ancak Kuran ı Kerim de ve Sünneti-Seniye (ancak uydurulmamış) de yapılmaması gereken ifalarla da ilgili , maalesef ama maalesef nefislerinin istediğini yapabilmek için bilerek ya da bilmeyerek kendilerine kanıt sunmak isteyenler akıllarını başlarına almalıdır.
Elbette gerçekten İman edenlerden olmak istiyorlarsa.
En basit bir örnek ;
Karı koca ve 2 çocuktan oluşan bir aile ,
Evleri malları,2. evlerini de almışlar ve kirada ,
3. evi almayı düşünüyorlar...
Ya da otomobil diyelim ... hiç fark etmez...
Ellerinde bir miktar para var,peşinat verip kalanını da vadelendirmek istiyorlar ,Bankadan kredi çekmenin günah olduğunu bir tanıdıkları söylemiş ,
Ancak o tanıdıkları Murabaha olarak kullanmanın her hangi bir sakıncası olmadığını normal banka yerine katılım bankasından kullanmasının caiz olduğunu belirtmiş.Neymiş bu vade değil ticaretmiş ...
Günah ise de Kiramen Katibin bu günahı bana değil , varsa günahı hocaya yazar diye de belirtiyor 
YUH ...
Uzatmaya gerek yok ,
Geç Faizi,vade farkını , İSRAF HARAM en başta...
Ama nefis işte, İman da noksan ise uydurulmuş söylemlerle AHİRETİ böyle tehlikeye attığının farkında değil..
Benzeri örnekleri çoğaltabiliriz,
Maalesef kimilieri Kuran-ı Kerimi değiştiremeyince,kendi dünya görüşlerini, ahireti de dünya gibi zannetikleri gibi nefislerinin taleplerini geçerli kılmak için özellikle Kuran ı Kerim de olmayan ve aslında Peygamber efendimiz Hz.Muhammed S.A.V in Sünneti ,Hadisi olmadığı aşikar olduğu halde,Peygambere karşı mı geliyorsun tarzında söylemlerle olmayan bir Sünneti varmış gibi aksettirmektedirler..
Peygamber efendimiz ki Kuran ı Kerim i yaşayarak tatbik etmiştir.Söylediklerine Hadis,Uyguladıklarının uygulanmasına Sünnet denir..Ve yeri gelmişken her hadis doğru değildir, her Sahabe de yanlışsız değildir.
öyle olsa ;
Sahabeler kendi aralarında neden savaştı ?
Hz.Osman ın katledilmesi ile Hz.Ali yi suçlayanlar Sahabe değil miydi?Cemal vakası? Talha ve Zübeyr Sahabe değil miydi?Ya Muaviye ?
Mezhepler neden ortaya çıktı , hak yol İSLAM olduğu halde mezhepler birbiriyle neden çatışma içinde ?
"Üstünlük ancak Takvadadır"
Ayrıca "Dikkat" :
hadis doğru değildir demiyorum , her hadis doğru iletilmemiştir, Çünkü maalesef algı bu yönde olmakta !!!
yaşanmış rivayetler de var
bu cümleyi de özellikle belirtiyorum ki , eminim aşağıdaki ayetlerde geçen hadis kelimesini genelleyip , hadislerin uydurma olduğu kanısına varacak aklıevveller olacaktır.
ne denmek istendiğini anlayın !!!
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman Suresi 5- 6)
İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve resûluhu

Ne kadar Müslümanız?

Müslüman olmayan var mı ? 

Lütfen iyi okuyun , 
Ne kadar Müslümanız?
Ve hatta sadece "Müslümanım" diye ikrar mı ediyoruz? 

Belki günlük rutinde yaşadıklarınızda da örnekler çoğaltılabilir ama bu örneği lütfen genelleyerek okuyun ,okuyalım inşaAllah

Etrafımızda kurulan türlü tuzaklara karşı gerçek birer MÜMİN olur isek nasıl mücadele edeceğimizi bir akledelim inşaAllah..
********************

Avrupa'da bir ülke ,
Müslüman bir Erkek , Müslüman olayan bir Kadın ,
Birbirlerine aşık oluyor,evlenmeye karar veriyorlar,
Erkek ve ailesi, kadının "Müslüman" olmasını şart koşuyor.

Kadın da, din değiştirmekte bir sakınca görmüyor. Konsolosluğa oradan da Müftülüğe gidip merasim ile Müslüman oluyor.

Ancak kadın İslam'a girmeyi gerçekten ciddiye alıyor.
Belki de aşk saikiyle olacak, kocasının dinini daha iyi öğrenip, daha iyi bir Müslüman olduğunda yuvalarının daha büyük bir aşkla,saygıyla,muhabbetle,sevgiyle donanacağını düşünüyor

İslam'a dair kitaplar istiyor,kitaplar alıyor
Okuyor, okuyor, okuyor

Müslüman dindar arkadaşlar ediniyor, onlardan da Kur'an okumayı öğreniyor ..

Kocası önce olan bitenin farkında olmuyor,eşinin İslam'la ilgili soruları artınca bir biçimde sorulardan kurtulmaya çalışıyor,

Akabinde,kadının hayatında bazı değişmeler başlıyor.
Tesettür ediyor kadın,Namaza başlıyor,Kur'an okuyor ve anlatıyor,İnfak ediyor ,Aile hayatında ,sosyal ilişkilerde kimi ölçüleri de gözetmeye,uygulamaya başlıyor,

birgün Kocasına "Umreye gitsek birlikte" diyor.
Kocası şaşırıyor, Umre acaba ne ki?

Aslında eşinin daha önce dikkatini çekiyor,
kocasının hatta ailesinin İslam konusundaki ilgisizliği,özellikle Namaz kılmaması,İslam adına öğrendiği şeylerden hiçbirinin kocasında olmamasına çok şaşırıyor.

Kendisinden "Müslüman olması"nı isteyen kocası,
acaba nasıl bir şey istemişti gerçekte ???

Zaman içinde, yeni Müslüman olmuş "Gelin"le, çook çook zamanlardan beri Müslüman olarak gelen "Damat"ın Müslümanlık frekansları tutmamaya başlıyor.

"Eski Müslüman", "Yeni Müslüman"ın Müslümanlığını fazla bulmaya başlıyor ...Ve sonuç ayrılığa varıp dayanıyor .

Evet , biz "ne kadar Müslümanız?"..

Toplum Mühendisliği

Toplum mühendisliği ,
Stratejik, demografik,rant sağlama, pazarlama, eğitim veya dini amaçlar gibi faaliyetlerin hareket noktasıdır.

Toplumun demografisinde, sosyal dokusunda,tarihten gelen yapısında değişiklik yapmak,tepkilerini, nefretlerini,isteklerini,sevgilerini, tutkularını ve kitlesel şekilde ifade ettiklerini duygularını yönlendirmek, kontrol altında tutabilmek, paralize edebilmek ise anahedeflerdir.

Böyle bir meslek dalı yoktur.
Toplum mühendisliği, çeşitli meslek dallarından oluşan bir ekip tarafından finansal destek, koruma, iletişim ve başka araçlar yardımı ile gerçekleştirilebilir.

Toplumsal hayatta; bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde ortaya çıkarılan bir düşüncenin gerçekleştirilmesi için yarı gerçek yarı senaryo bir hikayenin psikolojik savunma mekanizmalarını harekete geçirmesi sonucu toplumsal hareket olarak isyan hareketleri ortaya çıkartılabilir.

Tüketim hedefi,Pazarlama, sürekli tekrar, çocuklar, gençler, emekliler, işçiler, fakirler, ya da kadınlar gibi daha savunmasız guruplara ve özellikle cahil ve her yöne çekilebilecek ve hatta muhalif kesinlere yönelik propaganda ve organizasyonlar, alternatif veya rakip düşünceyi düşmanlaştıran zihinsel örgü ve bu bilincin şartlandırma yöntemleri ile yayılması söz konusudur.

Abdulhamid Han ın tahttan indirilmesi de bir toplum mühendisliği ürünüdür,

İttihak ve Terakki nin hükümet etmesi de,Chp nin tek parti yönetimi de,ABD yardım anlaşmaları da, Menderes in asılması da,her 10 yılda bir darbeler ,anarşi ve terör,hatta terörü legal gösterme çabaları da toplum mühendisliği ürünüdür.

Ve Gezi,
Toplum mühendisliğinin dünyada bahar adı altında oluşturduğu rant kapısının en güzel örneklerinden biridir.
Ve özellikle sermaye sahiplerinin finansörlüklerine baktığınız zaman daha iyi anlaşılacaktır.

Ama 15 Temmuz da bu mühendislik Milletimiz tarafından çökertildi elhamdilullah.

Ya şimdi ;
Toplumun en hassas olduğu tüketim ürünlerine içerdeki işbirlikçileriyle fahiş zamlarla yeni bir toplum mühendisliği örneği deneniyor. Ve devamında Brunson,Kaşıkçı,Danıştay,And kararı,Türkçe Ezan,10 Kasım,vs vs vs

Bu sayede ,deviremedikleri ve önlerinde en büyük engel olan REİS i devirip tekrar eski şaaşalı günlerine geri dönmek, sömürmek başlıca hedefleri.

Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti nin gücü Millet ile evelAllah.

Bu mühendislik tutmayacak !!!

2 Eylül 2018 Pazar

İslam ve Kaizen

Her şeyin başı İMAN,
Ne güzel demiş şair ,
İmandır o cevher ki İlahi ne büyüktür…
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür...
İçinde İMAN geçtiği için kimileri zaten burun kıvıracak...
Çünkü İMAN ne ? Bilmiyorlar....
Peki onlar için KAİSEN diyelim , İnanın hemen atlarlar...
Peki onlar için PÜKO diyelim ....ohooo elbette süper...
Peki bu kurguları sosyal ya da iş hayatında uyguluyorlar mı ?
Elbette hayır ...
Dinle ,,,süper de,,,çay molasına çık,,,Ammmaaaan de ve geç..
Soran olursa da "Evet süper bir uygulama" dersin !!!
En etkili KAİZEN metodunu efendimiz Hz. Muhammed (S.A.V)buyurmuş,
“bir günü diğerine eşit olan zarardadır.”diye ;
ama JAPON anlamış sen şımarmışsın.
Bir şey diyeyim mi?
Bunlardan çok var , ve bunlardan bir cacık olmaz....
Hallbuki ,
İMAN ile İSLAM ile İTİKAT ile TAKVA ile FERASET ile İDRAK ile OKU yarak hem DÜNYA hem de AHİRET için SAADET i bilse araştırsa yoğursa yaşasa ve yaşatsa neler olacak neler ..
Peki neymiş KAİZEN;
Japoncada Kai:Değişim,Zen :iyi daha iyi anlamına gelir.
Bu iki sözcügün birleşmesi ile oluşan Kaizen ;
“herkesi kapsayan sürekli iyileştirme anlamına gelmektedir. Bu kelime ayrıca bir felsefeyi ve bir yaşam biçiminide ifade eder: “her geçen günün bir önceki günden daha iyi olması için evde, işyerinde ve sosyal yaşamda sürekli çaba sarf etmek.”
Sürekli iyileştirme prosesinin kaynağı Kaizen felsefesidir. Sürekli iyileştime prosesi; düşünce ve davranış olarak çalışan herkesin, her durumu tartışmaya açması ve sonra bunu iyileştirmenin yollarını aramasıdır.
Peki neymiş PÜKO;
Planla, uygula, kontrol et, önlem al
Uygulama metodiği ne ;
1. Problemi kabul edin.
2. Çok para gerektirmeyen projeleri seçin.
3. Önce “bizim” problemlerimize bakın, ”onlarinkine” degil
4. Tek ölçü ekonomik çıkar olmamalıdır.
5. Önceliği saptayın. Projeyi kalite, maliyet, dağıtım vs. ilkelerine dayalı olarak yürütün.
6. Planla, uygula, kontrol et, önlem al (PUKÖ) çevrimini izleyin
7. Doğru çözüm araçlarını kullanın.
Herkes biliyor,sorsanız....
Peki neden bir JAPONYA gibi değilsiniz?
İMAN esaslarında bunlar için ne gibi Farz ve Sünnetler var ?
Ama hiç "akletmiyorsunuz" ki !!!
Aha müstemleke olmamak için bir metod daha ;
Üretkenliğinizi ve performansınızı her gün %1 in 10 da 1 i kadar artırın , Çabalarsanız çok kolay..
Bunu 5 gün boyunca yapın , %1 in 10 da 5 i yaptı...
Biraz daha problem kabul etme,
Biraz daha negatif yönleri belirleme ve pozitif noktalara varış,
Bunu 4 hafta boyunca yaparsanız rakam ne oldu?
İyileşme %2
Yılda ne oldu?
%24
Ve bir kez tesbit ve iyileşme başladığında bunu momentum gibi düşünün , alışkanlığa dönüşecek ve otokontrol sağlanacaktır...
Bak bir yılda bir yıl öncekinden en az %24 daha üretken oldun..
Şimdi gel bir de "Eşhedü enla ilahe illallah ve eşhedü enne muhammeden abduhu ve resuluhu" diyerek İman et...
ALLAH zül celali vel ikram sana neleri emrediyor ?
Ben bilirim,ben yaptım derken hiç bir şey bilmediğini ve sadece Kibir gösterdiğini göreceksin..
İşçi çıkarmayacak,
Hak yemeyecek,
Ben demeyecek,
İsrafa gitmeyecek,
İnfak edecek
Tedbir alacak
Tevekkül edecek, ve gerçekten Katma Değer üreteceksin ...
Hem kendine hem topluma ...
Para pul istemiyorum haa ,,Okur ve uygularsan Allah razı olsun demen yeter

Devlete mal satan çiftçi

Dünya da çiftçi nin ürününe fiyat verip alım yapan hangi ülkeler var?
Ya da şöyle soralım;
Dünya da hangi ülkelerin çiftçileri nasılsa devlet alıyor diye örgütlenmez,
devletin verdiği fiyatı bekler
Ne verirse beğenmez
Ama “x”şirkete daha ucuza verir
Hem de yine örgütlenmeden ve şahsen ?
Örneğin;
Hollanda, tarım kooperatiflerindeki yoğunlaşma nedeniyle AB ülkeleri arasında dikkat çekici bir örnek oluşturmaktadır. Hollanda tarım sektöründeki toplam 73 kooperatifin cirolarının toplamı neredeyse İtalya’daki 5.834 kooperatifin cirosu kadar
Bir şey ifade etti mi?
Cık,,,
Ama oda stk kooperatif yönetici başkan üye vs ler seçimlerie verdikleri önemi gelişim markalaşma ve girişimlerine vermez !!!
Az daha devam edelim;
Dünyanın en büyük gıda ihracatçıları listesinde ABD’nin ardından ikinci sırada gelen Hollanda’nın yıllık toplam gıda ihracatı yaklaşık 93 Milyar Dolar. Topraklarının yaklaşık yarısını denizden kazanmış bir ülke için hayranlık uyandırıcı bir başarı, değil mi ?
Bu güçlü yapı içerisinde kooperatiflerin pazar payı yaklaşık % 70’tir ve bu oran AB ortalamasının oldukça üzerindedir Süt ve süt ürünleri, şeker, patates, hayvan yemi, meyve-sebze ve çiçek başta olmak üzere temel tarım sektörlerinde kooperatifler hâkim roldedir.
Cık,,,yine anlamadık.
Hollanda’da kooperatifler rekabetçi baskılara uygun stratejik ve taktik cevaplar geliştirmek için, yönetiminin özerkliğini güçlendirmek, ortakların operasyonel kararlar üzerindeki etkisini azaltmak, yeni sermaye kaynakları bulmak ve denetim organlarını profesyonelleştirmek için gelişim planları yapmaktadır.
Başka bir deyişle, karar verme daha fazla müşteri odaklılık,çeşitlendirme yenilikçiliğe yönelik stratejik tutum değişikliği ile birlikte ilerlemekteler.
Yine mi Cık,,,,
Sen Devlete satmaya devam et,
Şikayet et,
Kim ne ekiyorsa onu ekmeye devam et.
Cık cık cık,,,

8 Haziran 2018 Cuma

MİM 14 Nike Hercules

MIM-14 Nike Hercules
Bu bir ayakkabı markasının modeli değil ;
Teknik bilgi,
ABD'li Western Electric firması tarafından üretilen ve 1950'li yılların teknolojisini taşıyan bir YÜKSEK İRTİFA HAVA SAVUNMA Füzesidir.
Tasarım amacı Sovyet bombardıman uçaklarının ve balistik füzelerinin yüksek irtifada önlenmesidir.
Yerden radar güdümlü bir füzedir. 144 km menzil ve 45 km irtifa kapasitesine sahiptir.
Katı yakıtlı roket motorunun sağladığı 3.65 mach hızla hedefe yönelir. 500 kg ağırlığındaki harp başlığı parça ve infilak tesirlidir. Sistem mobil hareket kabiliyetine sahip değildir. Nükleer başlık taşıyabilir ve teoride kısmi olarak kara hedeflerine karşı saldırı yeteneği de vardır.
MIM-14B Nike Hercules, Türk Hava Kuvvetleri envanterinde bulunan tek yüksek irtifa hava savunma füzesidir. Türk Hava Kuvvetleri bünyesine 1959-1964 yılları arasında ABD desteğiyle 72 adet Nike Hercules tedarik edilmiştir. Füzeler İstanbul'da konuşlu 15. Füze Üs Komutanlığına bağlıdır ve Boğazların hava savunmasından sorumludur.
Zaman içinde çeşitli geliştirmelere tabi tutulan bu füzeler günümüz muharebe şartlarında etkinliğini yitirmiştir.
Yaz aylarında HvKK'nın İstanbul Şile'deki atış sahasında gerçekleştirilen karma atışlar kapsamında peyderpey hizmet dışına çıkarılmakta olup çok az bir kısmı yüksek irtifa hava savunma füzesi tedarikine kadar envanterde tutulmaktadır.
Teknolojisi ve savunma kabiliyeti çok düşük olduğundan dünyadaki birçok ülke bu füzelerini kullanım dışı bırakmışlardır.
Ülkemiz, Güney Kore ile birlikte envanterinde Nike Hercules bulunduran son iki ülkeden biridir.
Son paragrafın yüklemine artık “biriydi”demek daha doğru.
1945-47 yıllarında ABD ile yardım,kullanılmış silah yardımı ve üretmeme anlaşmalarıyla bu benzeri silahlar ülkemize yenisinin 5 katı fiyatına yıllarca verildi !!!
1949 da Killigil Silah fabrikasının havaya uçurulmasıyla da pranga iyice sabitlendi.
Borçlu ve korumasız ülke parlementer sistem ve bürokratik oligarşi ile patinaj çektirilecekti. Ve çektirildi!!!
Cirit,Kaan,Som,maml,Teber ve daha da envantere girecek YERLİ füzelerimiz ile S-400 ü birlikte üretecek olmamıza sizce basit bir şekilde mi karşı koyuyorlar?
Boğazları dahi 144 km den koruyabilen ama çalışan irtifası yitmiş mesafesi bozulmuş sadece 12 rampayla mı bu iş olacaktı?
200 km ve üzerinden gelen bir tehdidi nasıl savuşturacaktınız?
Feraset ve Bilgi elzemdir!!!
Ulaştırma,Enerji,Savunma,Tika ya kimler neden karşı?
Batı ile stand by anlaşmalarını ve parlementer sistemin devamını kimler istiyor?
Çakma Laiklik bu ülkeyi soydu mahkum etti.
Çünkü müstemleke olarak kalmalısın dediler
Zillet ittifakı da bu fikirde.
Hani demiştim ya;Ülkede dün olmayıp bugün olan ne var?diye

Murat Keklik

28 Mart 2018 Çarşamba

Halk evleri

Halkevleri nedir bilmeyen var mı?
Hani öğrenci kollektiflerinden,tikko ya,Dev Genç ten,Dhkpc ye,Hdp den pkk ya,lgbt den ypj ye vs vs vs vee en önemlisi CHP nin arka bahçesi olan halkevlerini,
Hani şu mahallelerde liselerde üniversitelerde hele hele disk gibi kesk gibi sendikalara da pankartçı slogancı sağlayan halkevlerini,
Hani terör ve anarşist örgütlere yakınlığıyla bilinen yeşil parkalı halkevlerini,
Hani CHP’nin eylem ve mitingler için insan kaynağı olarak kullandığı Halkevlerini,
Hani yaz aylarında 7 ila 12 yaş aralığındaki çocuklara gençlik ve çocuk kampı adı altında atölyelerde çeşitli eğitimler verip,Halkevleri’nin üniversiteli üyelerine emanet edilen yüzlerce çocuğa idol olarak Berkin Elvan ın gösterilip,”Geleceğe hazırlanan” çocuklara Elvan’ın hayat hikâyesini ve nasıl kahramanca(!)öldüğünü anlatan halkevlerini,
Çocukların ellerine tutuşturulan Berkin Elvan siluetinin bulunduğu pankartlarda “Hiçbir düş yarım kalmayacak”,çocuklara “Berkin’in düşünü siz tamamlayacaksınız” şeklinde propaganda yaptıran halkevlerini,
Hani kahvehanelere,toplu taşımalara topluca bildiri okuyup terör ve tehdit mesajları veren halkevlerini,
Yönetiminde şu an aktif 3 adet CHP li vekil olan halkevleri 1932 yılında CHP tarafından kuruldu.
Bakın kuruluş amacında ne diyor;
Türkiye genelinde barınma, sağlık, eğitim, çevre, kadın ve engelli haklarının savunulması ve genişletilmesi için faaliyet gösteren ve "Kamu Yararına Çalışan Dernek" statüsünde olan bir sivil toplum kuruluşudur.
Kamuflajı okudunuz mu?
Neyin subabı olduğunu anladınız mı?
Sadece web sayfalarından faaliyetlerine baktığınızda dahi alenen ne yaptıkları zaten belli.
1932 den beri planlamaya bakın siz!
Bu örgüt faaliyetleri için maddi kaynağı nereden buluyor sizce ?
Terörün ana finansman kaynağı ne ise o ,anladınız sanırsam.
Chp dahil bu güruhtakiler neden teröriste sahip çikip,alınlarından öpüp,doğu ve güneydoğudaki hendek operasyonlarından,Fırat Kalkanı na ,lice den Zeytin Dalı na,Afrin den menbuç e yapılan operasyonlara karşı çıkıyor ?
Maddi kaynaklarını ve piyonlarını kurutuyoruz da o yüzden.
OHAL e neden karşılar ?
Rahat rahat terörü anarşizmi yapılanmayı tamamlayamayacaklar da o yüzden!
Üniversitelerdeki öğrenci kollektiflerinin de defteri dürülecek te o yüzden !