10 Ağustos 2017 Perşembe

İstismar sistemi

İstismar sistemi ; 
%99 u güya müslüman olan ülkede yılbaşı kutlamaları ve çılgınlıklar için saatlerce reklam ve yayın yapılıp ; Mekke nin Fethi ne saniyeleri zorla ayıran ve adına da alternatif kutlama diyen medya ve arkasındaki salyaları akanlar karışıklığın ve istikrar düşmanlığının baş aktörleridir.
Aslında Mekke nin fethine zaman ayrılıp; saniyelerle diğer kutlamaya alternatif kutlama denmesi gerekmez mi?
o zaman ülkenin %1 müslüman 
Sorun Rant ve alış veriş ;israf,para ise gerisi teferruat tan ibaret maalesef...
Bu işe ne denir biliyor musunuz " elin bilmem neyi ile gerdeğe girmek" ...
işsiz ,şuursuz,eline para tutuşturulup güya ideoloji yüklemesi yapılıp sokaklara salınan zibidilerin hepsinin ağababaları da "en zenginler" listesinde....
e gerizekalılar; kafanız hiç mi çalışmıyor o zaman...
bırakın o eller sizin bilmemneyiniz ile gerdeğe girsin; ülkenin önünü tıkamayın,adam olun adam....
Silah,petrol,enerji ....ve KÂR...;Manda olanlar bu sisteme uşaklık eder;
(Manda kelimesi sömürülen anlamında olup ;ülkenin önünü tıkamak isteyenlere diğer kelime manası olan hayvan sıfatı daha da yakışacaktır)
Yahudi diasporası Dünya ya hükmetmeye çalışırken ;birlik ve düzen nasıl olur gösterirken ; planlama nasıl yapılır hatırlatırken ; Plan ve planlamaların parçası olduğunuz bile söylenmeden plana dahil olabilmek kadar ahmakça bir davranış olabilir mi anlamıyorum....
sizlere satlık diyenlere de kızıyorum ; siz kiralıksınız...kim kiralarsa ona hizmet ediyorsunuz...Keşke satılmış olsanız; tarafınız belli olurdu !!!
konu yılbaşı kutlamaları değil kesinlikle;örnek bir giriş paragrafıdır...
konu rant ve rantın sağladığı kiralama sistemidir.
işte bu yüzden ; tarih,büyüklük,güç,barış,sevgi,dostluk,kardeşlik,büyüme,söz sahibi olma gibi konular literatürünüzde yok o-laaaa-maaazzz.

Hafıza testi

Hazıfa testi ;
Cumhuriyet ilk dönemleri
*Mehmet Şakir Kesebir, Mustafa Faik Öztrak CHP li milletvekilleri Şeker şirketi kurarak Şeker piyasasını ele geçirerek yolsuzluk yaptılar
*yine o dönem Emniyet müdürü ve İstanbul Belediye reisliği yapan Muhittin Üstündağ Atatürk’ün sevdiği bir isimdir.Kendisinin ismi otobüs alımlarında yolsuzluk yapmıştır
*1939’lu yıllarda Celal Bayarı’n oğlu Refii Bayar kurduğu Gemi şirketiyle yüzde 4-6 iskanto ile vurgun yaptı
*1939 da yine CHP li Ekrem König Kanada dan 40 adet uçak siparişi verdi.Ne uçaklara ne olduğu ne de parann akıbeti hâlâ belli değil
*Topluma o dönemlerde
- mal darlığını hafifletmek,
-fiyat artışlarını frenlemek,
-karaborsa ile mücadele etmek
-sosyal adaleti sağlamak için emperyalizme hayır diye diye kendi yaptıklarını absorbe etmek adına ;
*2.dünya savaşına girmediğimiz halde 19 Ekim 1939'da İngiltere ve Fransa ile "Karşılıklı Yardım Antlaşması"nı imzaladı.
*Atatürk'ün Türkiye için sakıncalı gördüğü hemen her girişimi uygulamaya soktular. Thornburg Raporu'yla aynı anlayışa sahip olan ve Atatürk döneminde rafa kaldırılan 1800 sayfalık Dorr Raporu yeniden gündeme getirildi ve uygulandı. 1945'ten sonra yeniden Türkiye'ye gelen Dorr'a olağanüstü ilgi gösterildi ve kimi hükümet üyeleri Dorr'a, “Raporun kendileri için kutsal kitap olduğunu” söylediler.
*23 şubat 1945 te ABD ile anlaşma yapıldı,Bu anlaşmada Türkiye'nin değil ABD'nin 'haklan' korunuyordu. Anlaşmanın II. maddesi şöyleydi: TC hükümeti, sağlamakla görevli olduğu hizmetleri, kolaylıkları ya da bilgileri ABD'ye teslim edecektir.' Böyle bir maddenin bağımsız iki ülke arasında yapılan bir anlaşmada yer alması, örneği olan bir uygulama değildir. TC hükümeti, ABD'ye hizmet sunmakla görevli olacak ve bu görevin sınırı da belli olmayacaktı.
*ABD ile yapılan ikinci anlaşma, 27 Şubat 1946 gün ve 4882 sayılı yasayla kabul edilen kredi anlaşmasıdır. Bu anlaşmanın özü dünyanın değişik yerlerinde ABD'nin elinde kalan ve ülkesine geri götürmesi pahalı olan eskimiş savaş artığı malzemeleri satın alması koşuluyla Türkiye'ye borç verilmesiydi.
*31 Mayıs 1968 tarihinde yapılan ve 12978 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan, Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Kredi Anlaşması; Türkiye'yi ekonomik, mali ve siyasi bağımlılığa sürükleyen koşullu kredi anlaşmalarına çarpıcı bir örnektir. Anlaşma 30,5 milyon dolarlık bir anlaşmaydı ve Türkiye'nin bu borcu koşullara bağlanmıştı. Etibank'ın Ergani hariç tüm bakır işletmelerini ABD'nin denetimi altındaki Karadeniz Bakır İşletmeleri A.Ş.'ye devretmesini şarta bağlayan anlaşmanın 3. maddesi şöyleydi: 'Şirketin kuruluş sözleşmesi, tescil belgesi, organizasyon şeması, Türk hükümetinin krediyi şirkete borç vereceğine ilişkin hükümetle şirket arasında yapılmış olan sözleşmenin tasdikli bir örneği, yönetim kurulu üyelerinin isimleri Türkiye'deki Amerikan Yardım Teşkilatına (AID) bildirilecektir. ABD'in bütün bunları uygun görmesi halinde kredi ödemesi yapılacaktır.'
*12 Eylül sonrası Tahsin Şahinkaya, Amerikalı Loockhed Firmasından rüşvet aldı ve tescil edilmesine rağmen hakkında herhangi bir işlem yapılmadı.
*Yakın tarihimize gelecek olursa 1989’da ki CHP’li Belediye başkanı Nurettin Sozen’in İSKİ skandalı özellikle bugün her fırsatta hükümete kazan kaldıran CHP’lilerin hatırlaması gereken bir gerçektir.
*Ergun Göknel zihinlerden malesef silinmiş gibidir.
*SSK Genel Müdürlüğü yaptığı dönemde ismi bir çok yolsuzluğa karışan ve sonra Rahşan affıyla bağışlanan Kemal Kılıçdaroğlu
*Özellikle CHP tarihi yolsuzluklar tarihidir. iş o kadar çığrından çıkmıştır ki Deniz Baykal Mustafa Sarıgül'ün yolsuzluk dosyasını CHP Genel Kongresinde teşhir etmiştir.
*Bedrettin Dalan’ın İmar yolsuzlukları Mesut Yılmaz’ın ihaleye fesat çıkardığı için suçlu bulunması,Tansu Çillerin, başbakanlıktan sonra iki milyon dolar kadar servetinin artmış olması,Mercimek davaları
Kasım Gülek Cemiyati - Fethullah Gülen Cemaati , birlikte Terörü ısmarlama ile yine ülkenin başına niçin bela ettiler ?
Türkiye Cumhuriyeti nin baş belası bu parti;vatanı yemek ve teslim etmekten başka hiç bir şey yapmamıştır,
1- Türkiye, imzaladığı çok sayıda uluslararası ve ikili anlaşmayla yönetim inisiyatiflerini önemli oranda yitirdi ve egemenlik haklarını dışarıyla paylaşır duruma geldi,
2- Ulusal sanayi yatırımları durduruldu, dış yönlendirmelere bağlı olarak 'savaş zenginleri ve dış borca dayanılarak tüketime yönelik montaj yatırımlarına yönelindi. Dışardan alınan borçlar, teşvik kredisi adıyla, yerli ortak bularak yatırım yapan uluslararası şirketlere devredildi ve geleceğini Batıya bağlamış olan yeni bir işbirlikçi zümre yaratıldı
3- Yabancılara hemen her alanda imtiyaz hakları tanındı. Petrol başta olmak üzere tüm stratejik madenler yabancı sermaye yatırımına açıldı. Yatırımcı kuruluşların yönetimlerine, dışarıda eğitim gören ve Batı değerlerini temsil eden kadrolar getirildi. Vatansever,Atatürkçü kadrolar devlet yönetiminden uzaklaştırıldı,Kemalist ve Fetocüler yerleştirildi
4- Dış ticaret ve bütçe dengeleri bozuldu. İhracatın ithalatı karşılaması oranı sürekli küçüldü ve bütçe açıkları hızla arttı. Bu olumsuz gelişmenin doğal sonucu olarak ve giderek artan bir yoğunlukta dış borçlanmaya gidildi. Milli kambiyo işleyişi zedelendi, Türk parası sürekli değer yitirdi.,Pul oldu
6- Türk ordusunun büyük bölümü NATO emrine verildi.Kurtuluş Savaşı ile örnek olunan ve anti-emperyalist bir mücadele içine giren 'mazlum' uluslar değil, büyük devletler desteklendi.
7- Gelişmiş ülkeler öncülüğünde kurulup geliştirilen hemen tüm uluslararası örgütlere üye olundu. Truman Doktrini, Marshall Planı, IMF, Dünya Bankası, Gümrük Tarifeleri Genel Anlaşması ve Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü politikalarıyla emperyalizm Türkiye'de içsel bir olgu haline getirildi; Türkiye'nin geleceğine bu örgütler karar verir hale geldi.
8- Atatürk döneminde sıkı bir biçimde denetlenen ve ulus karşıtı hiçbir faaliyetine izin verilmeyen Fener Rum Patrikhanesi'ne ayrıcalıklı bir hoşgörü gösterildi. CIA görevlisi Athenagoros Bakanlar Kurulu kararıyla Türk vatandaşlığına geçirilerek patrik yapıldı.
ayağa kalkmaya çalışıldıkça da Darbeleri ve Anayasaları prangaya çeviren sistemi özetlemeye gerek var mı ?
EVET demek için binlerce nedenden bazıları !!!

Darbeler süreci

1926 yılında Tayyare ve Motor Türk A.Ş. kurulur,
1928 yılında üretime geçer
15 adet Alman Junkers A-20 uçağı, 
15 adet ABD Hawk muharebe uçağı,
15 adet Gotha irtibat uçağı olmak üzere toplam 112 uçak üretir
1939 da fabrika kapatılır
1936 yılında Nuri Demirdağ İstanbul da uçak fabrikası kurar
Nu-37 koduyla uçak üretir
24 adet ve çok sayıda da planör üretir
Ne yazık ki bu fabrika da 1943 yılında kapatılır.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Truman Doktrini ve Marshall Planı çerçevesinde ABD ile yapılan anlaşmalar,ve ardından da ülkemizin 1952 yılında NATO’ya üye olmasıyla başlayan süreçte, ihtiyaç fazlası savunma donanımının diğer müttefik ülkelerce hibe edilmesi savunma ürünlerinin yurt içinde üretimini engellemiştir.
Bunun sonucunda da, 1920’li ve 1930’lu yıllarda büyük fedakârlıklar pahasına elde edilen yetenekler zaman içerisinde neredeyse tamamıyla kaybedilmiştir.
Güya müttefik ülkelerden alınan savunma teçhizatının Türkiye’nin ulusal çıkarları doğrultusunda kullanılmasının gündeme gelmesi ile DARBELER süreci başlamıştır....

Diriliş vakti

600-700 lü yıllar İslam orduları Suriye, Filistin, Mısır ve Kuzey Avrupa’yı fethetti
700-800 lü yıllar İspanya, Portekiz’i ve Fransa’yı işgal ettiler.
800-900 lü yıllar Sicilya’yı ve İtalya’yı ele geçirdiler.
8.yüzyılın sonlarında İslam batıda Atlas Okyanusu’ndan İspanya’nın Prene Dağlarına, doğuda da Çin ve Hindistan’a
kadar uzanıyordu.
Fren Puvatya savaşı ile oldu...
Ve Selçuklular , Akabinde Osmanlı
15.yüzyıla kadar İslam ın fethettiği yerlere ilim bilim sanat ticaret e 1453’te İstanbul’u fethetmesiyle çağ kapatıp çağ açıldı.
Balkan yarımadasını ele geçirip, iki kez Viyana’ya kadar uzandı. Müslümanlar, yüzyıllar boyu dünyadaki en büyük askeri ve ekonomik gücü temsil etti. İslam Dünyası, bilim ve sanatta insanlık tarihindeki en büyük başarılara imza attı.
18.yüzyıl , Batı İslamı kullanmanın yolunu çok iyi öğrendi ,
Kâfir icatlarını öğrenmenin veya kâfir öğretmenlerden ders almanın dinen caiz olup olmadığı konuları tartışılmaya başlandı
20’nci yüzyıl boyunca tüm İslam ülkelerinde bir şeylerin kötü ve yanlış gittiği açık şekilde ortaya çıktı. Bin yıllık rakibi Hıristiyan dünyasıyla karşılaştırıldığında, İslam dünyası yoksul, zayıf ve bilgisiz kaldı. 20’nci yüzyılın özellikle ikinci yarısında İslam ülkeleri için çöküş daha da hızlandı
Çünkü ; Ikra' bismi rabbikellezî halak ayetinin mana ve Ehemmiyetini yitirttirdiler...
Sabetay Sevi den İttihak ve terakki ye Rahmetli Turgut Özal ın deyimiyle "Koskoca imparatorluğu bozuk para gibi harcadılar"
Gaye her türlü suçu İslam’a yüklemekti. Eğer İslam; özgürlüğe, bilime, ekonomik kalkınmaya engel ise, geçmişte nasıl öncü olmuştur?
Ve soru “sadece adı Müslümanlar İslam’a ne yaptı?”
Ahireti,Allah ın emir ve yasaklarını Dünya hayatı için unutup,maalesef müşriklerden küffardan oldular.Nefislerine yenik düştüler..İslam ı kendilerine göre şekillendirdiler..
Ya gerçek Müminler ne yaptı ?
İşte gerçek müminlerin bir şey yapamaması için de Siyonizm ; Sabetayizm,Kemaizm,Gülenizm gibi argümanları etkin bir şekilde kullandı...
Ve tekrar DİRİLİŞ vakti inşallah...
Uzun lafın kısası ;
Recep Tayyip Erdoğan İslam aleminin "ULU'L EMR" idir...

Böl parçala paylaş

Böl,parçala Paylaş ...
Batı ve batılın her zamanki taktiğidir.
Lozan ın 100 yıl süresi var gibi bir algı oluşturuldu ,
Aslında süre müre yok,Süreyi veren Batı ve Batıla satılmışlardır..
Nedeni ise 1923-2023 arası yukarıdaki taktik ile muhtaç duruma getirip,üretmemek,tüketmek,borç alıp muhtaç duruma getirmekti
1923 itibariyle 1935 yılına kadar ülkede bir takım üretimler başladı.
İnönü kendini ŞEF ilan etti..
Ülke ayağa kalktıkça,Ecdadını hatırlayıp tekrar ivmelenmeye başladıkça takılan çelmelerin sebebi işte bu satılmışlık ve tam teslimiyettir.
Lozan a tabi ki sahip çıkacaklar , 99 yılı doldurması gerek , Türkiye Cumhuriyetinin üretmemesi,yatırımlarla dünyaya meydan okumaması , borç almaya devam etmesi lazım !!!
Örneğin ;
Mısır ve Süveyş kanalı ..,ve Özgürlük anıtı
belki "AMPUL" yanar 
Osmanlı 16. ve 17. yüzyıllarda Kızıldeniz ile Akdeniz arasında bir kanal açılması üzerinde durdular, fakat bu düşünceler gerçekleşmedi. Kanal düşüncesi 19. yüzyılda yeniden ele alındı.
Mısır hıdivliğine Lesseps’in dostu olan Said Paşa’nın çıkması tasarıyı kesinleştirdi. Said Paşa, kanalın açılmasına izin verdi. 200 milyon frank sermayeli Evrensel Süveyş Deniz Kanalı Şirketi kuruldu ve önce 30 Kasım 1854, sonra da 5 Ocak 1856 fermanlarıyla açılıştan itibaren 99 yıllık imtiyaz aldı.
dikkat edin 99 yıl , yani 100.yıldan 1 gün alınca durumu var ;
1869 yılında kanalın yönetimi Mısır hükümeti tarafından 99 yıllığına uluslararası bir şirkete devredildi. 1875'te İngilizler %44'üne sahip oldu. 1956 yılında Mısır hükümeti tarafından millileştirildi. Bunun üzerine Fransa ve İngiltere Mısır'a karşı saldırıya geçmesi sonucunda kanal trafiğe kapatıldı. Şimdi ise askeri olmayan yük gemileri kanaldan transit geçebilmekte.
Ve Özgürlük heykeli ;
30 Kasım 1854. Sultan Abdülmecid dönemi. Mısır, Osmanlının bir eyaleti. İçişlerinde bağımsız, dışişlerinde Osmanlı sultanına bağlı. Mısır Valisi Said Paşa, dünyanın en büyük kanallarından biri olan Kızıldeniz ve Akdeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı projesini hazırlatıp onaylaması için Sultan Abdülmecid'e sunuyor. Said Paşa, tasdik gecikince projenin gerçekleşmesi için gerekli şirketin kurulmasını emrediyor. Projeyi onaylamadan vefat eden Abdülmecid Han'ın yerine geçen Sultan Abdülaziz ise denizciliğe önem verdiği için zaten başlamış olan proje için gerekli onayı ve parayı hemen veriyor. İşte o proje içinde bir de heykel bulunuyor.
Doğunun, medeniyet ışığından batıyı da faydalandırdığını anlatmak üzere, elindeki meşaleyle yüzünü batıya dönecek bir heykel. O heykel yapılıyor ama konulduğu yer Mısır olmuyor. Evet tahmin ettiğiniz gibi NEW YORK Liberty ....
Said Paşa'nın hazırladığı Süveş Kanalı Projesi'nin arkasında Fransa, önünde de -bir engel olarak- İngiltere duruyordu. Zira Akdeniz ve Hindistan'daki İngiliz hâkimiyetini sona erdirebilecek bu kanal, Osmanlının malî gücünün yanında denizlerdeki gücünün de artmasına sebep olacaktı. Bu yüzden İngiltere, Sultan Abdülmecid Han'ı, projeyi reddetmesi için sürekli baskı altında tutuyordu. Said Paşa, bu sebeple Sultan Abdülmecid'in tasdikini beklemedi. 30 Kasım'da Fransız mühendise gereken izni verdi. Fransız sermayesiyle kurulan şirketin hisse senetlerinin tamamı satılınca İngiltere, Osmanlıya baskılarını daha da artırdı.
İki sene sonra Said Paşa da anîden vefat etti. Yerine geçen İsmail Paşa ise İngiliz taraftarıydı. Fakat bu kanalın Mısır için hayatî önemini fark etmekte gecikmedi ve işe dört elle sarıldı.
Süveyş Kanalı'nın Akdeniz'e açılan sahillerinde bulunan Port Said şehri limanına dikilecek olan dev bir kadın heykeli. Bu heykel, hem Osmanlıyı hem Mısırı temsil edecekti. Bu yüzden Mısır'ı temsîlen firavunlar dönemi kıyafetlerini giymiş kadın heykelinin başında, 7 iklimin padişahı olan Osmanlı Sultanını temsîlen 7 kıta ve 7 denizi simgeleyen 7 sivri uçlu bir taç olacaktı. Elinde de bir meşale tutacaktı. Sultan Abdülaziz Han, heykelin yüzünün batıya dönük olmasını istedi. Zira elindeki ışığı doğudan batıya götürdüğünü, ışığın, medeniyetin, uygarlığın, doğudan yükselip batıyı aydınlattığını simgelemesini istiyordu padişah. Heykelin parası da bizzat Sultan Aziz Han tarafından ödendi. Sipariş, Fransa'nın meşhur heykeltıraşlarından Frederic Auguste Bartholdi'ye verildi. Frederic Bartholdi, Fransa'daki atölyesinde çalışmalara başladı. Heykelin bakır ve çelikten oluşan iskeletini ve mühendislikle alâkalı kısımlarını, Paris'teki kendi adıyla anılan kuleyi yapan Gustave Eiffel ile birlikte tamamladı. Heykele Singer dikiş makinelerinin kurucusu Isaac Singer'in dul eşi Isabelle Eugenie Boyer modellik yaptı.
Said Paşa'nın ölümünden sonra yerine vali olan İsmail Paşa, bu heykelin Müslüman Mısır halkı arasında hoşnutsuzluğa sebebiyet vereceğini söyleyerek mühendis Ferdinand de Lesseps'e, heykelin Mısır'a getirilmemesi talimatını verdi
Ve yüzü Sultan Abdülaziz Han'ın isteğinin tam aksine doğuya bakıyor. Lâkin güneş ışığı hâlâ doğudan yükseliyor ve her sabah Özgürlük Heykeli'nin yüzünde parlıyor.

adalar ?

Türkiye Cumhuriyeti "Misak ı Milli sınırlarım" dediği zaman mangalda kül bırakmayıp karşı çıkan kesim;
Aynı şekilde "Lozan" bir zafer değil hezimettir denilmesine de karşı durmakta.
şimdi Bir Keçi , Bir Eşek adası hengâmesidir gidiyor...
Devletiniz toprak verdi, Yunan elini kolunu sallaya sallaya çıktı cümleleriyle kimilerini etkileme derdine giren kimi uyanıklar ;rantları uğruna hassas olan bu gibi konulara yıllardır Yunan itlerinin her koşulda yok botlarla , yok uçaklarla tacizleri gibi yara kaşımaktadırlar.
Amaç ve gaye belli ...Aşağıda bir liste de var , ve bu Eşek ile Keçi de maalesef Yunanda gözüküyor.
Sorun ise ; İhtilaf olan ada veya adacıklardır.
Ve zaten asıl konu da bu , Misak ı Milli mi ? Lozan mı ? ihtilaf olan nereler ? olmayan nereler ?
Ama şu konuya da değinmeden geçmeyeceğim ;
Bu saatten sonra ihtilaf olmayan ve bize ait olan yanında yöresinde kim var ? Alnına sık gitsin !!!
vel hasılı kelam ;
hedef saptırmaya gerek yok , Akil olmak lazım .....
Öncelikle 12 ada denilen adaların ismi nereden geliyor;
On İki Ada ismini, Osmanlı Devleti’nın gayrimüslim bölgelerde uyguladığı yönetim şeklinden almıştır. 12’li denen bu sisteme göre her on hane birer temsilci çıkarır, bu temsilciler de aralarından bölgeyi yönetecek "12 kişilik bir ihtiyar heyeti" seçerdi. Türkçe "On İki Ada" ismi ilk önce Yunancaya daha sonra birebir çevirilerek diğer batı dillerine girmiştir.
"On İki Ada" denilen adalar grubunda, isminin çağrıştırdığı gibi sadece 12 adet ada yoktur. 12 ada olarak adlandırılan bu ada grubunun sadece büyük olanlarını sayarsanız 14 ada, büyüklü küçüklü hepsini sayarsanız 20'den fazla ada ve adacık vardır. Bunlara "Güney Sporat adaları", "Güney Sporatlar" denilmektedir. Ayrıca her adanın kendi ismi vardır. Buradaki 12 sayısı adaların sayısını ifade etmek için değil; "12 üyeli meclisle yönetilen adalar" anlamındadır. ve 12 adalar ve 12 adalar takımına ait diğer adalar da aşağıdadır... Ve maalesef Lozan ve Paris Antlaşmalarının sonucudur....Yani kimisi aslında Misak ı Milli sınırlarımız içinde olmasına rağmen
1- Astypalaia - İstanbulya
2- Halki - Herke, Hereke, Herkit
3- Kalymnos - Kilimli, Kelemez
4- Karpathos - Kerpe
5- Kasos - Kaşot, Çoban
6- Kos - İstanköy
7- Leros - İleriye, İleryoz
8- Nisyros - İncirli
9- Patmos - Batnaz
10- Rhodes - Rodos
11- Symi - Sömbeki
12- Tilos - İlyaki, İlleki, Papazlık, Piskopi, İlkil
Konum olarak Akdeniz'de yer almakla birlikte On İki Ada grubuna bağlı olan Meis
13- Kastellórizo/Megisti - Meis, Kızılhisar
Civar adalar:
Adelfoi Syrnas Islets - Kızkardaşlar
Agathonisi - Eşek
Anditilos - Askino
Arki - Nergiscik
Armathia - Ermeniya, Akça
Alimia - Limoniye, Alimniye, Hırmanlu
Astakidonisia - İstakida adaları
Avgo - Yumurta
Chamili - Kamulin, Kamelya
Divounia (Ouanianisia) - İkikardaşlar
Farmakonisi - Bulamaç, Farma
Gialesíno - Yavalsa
Glaros - Laros
Gyali - Sakarcılar, Sakarcalar, Yalı
Imia/Kardak - Kardak, İkizce
Kalolimnos - Kalolimni, Kalolimnoz, Kaldimnos
Kandelioussa - Çerte, Kandilli
Kinaros - Ardıçcık, Zenari
Lipsi - İlipsi, Eşekler
Levitha - Koçbaba, Koçpapaz
Liadi Islets - Kendiroz
Marmarás - Marmar, Marmara, Mermer
Mavra - Mavra
Nimos - Miskin
Ofidoussa - Yaban, Yılan
Pachia - Pakya
Pergousa - Pergusa
Plati - Plati
Pserimos - Keçi, Kapari
Saria - Doğancık, Sariye, Saros, Misarya
Sesklio - Seskili
Sofrano Islets - Safran adaları (Büyük Safran & Küçük Safran & Soka)
Stroggyli - Birgöz
Syrna - Ardacık, Sirina
Telendos - Telendos
Trianisia - Üçadalar
Meis civarındaki adalar:
Rho - Karaada, Aya Yorgi
Strongyli - Çamada, İpsili

İzmir marşı

Öncelikle belirteyim ;
Şiir e ,sözlere,mânâya elbette gurur ile bakıyorum,okuyorum
ama ayıp be kardeşim ,yani illa ALAMAN olacak !!!
marşın Aslı TÜRK te olsa,yok aslında ALAMANDI denilecek
Konuya gelelim;
İzmir Marşı olarak bilinen ve son günlerde tekrar popüler hale gelen marşın aslında I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi'ne ithafen "Kafkasya Marşı" olarak yazıldığı ve bestelendiği çok az kişi tarafından biliniyor.
Yani; Hayırcıların kullandığı İzmir Marşı'nın, Aslında 1. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Marşı olduğunu biliyor muydunuz?
İzmir Marşı veya Türk İzmir Marşı,Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı sırasında İzmir'e girişini konu alan bir marştır.
Marşın bestecisi hakkında çeşitli kaynaklarda farklı bilgiler vardır. İzmir Büyükşehir Belediyesi, marşın 1923 yılında Alman besteci ""Kurt Striegler"" tarafından bestelendiğini, notaların uzun bir süre kayıp olarak kaldığını ve 2007 yılında bulunduğunu belirtmiştir.
Ancak bazı kaynaklara göre aslen I. Dünya Savaşı'ndaki Kafkasya Cephesi'ne ithafen "Kafkasya Marşı" olarak yazılmıştır.
Aynı Gençlik marşında olduğu gibi,
orjinali "3 şırfıntı kız" olan şarkıyı üzerine sözler yazarak Gençlik marşımız denildiği gibi...
Yahu hadi hiç bir şey üretmediniz,ürettirmediniz ve batıya teslim oldunuz,,
Ulan bir besteci bile mi yoktu ?
YUh....
Yahu hiç mi orjinal,aşırılmamış,hatta ve hatta sözleri üzerine notaya döktürülmüş,üzerinde çalışılmış,gurur verici bir çalışması olmaz bu Kemalistlerin ...
Bir marşı ,bir şarkıyı bile aşırmaktan çekinmeyen,
bir marşa bir şiire dahi notaya dökecek birini bulamayan
nasılsa hazırı var diyebilen bu zihniyetin karakteri belli değil mi?
Biz şiirini okuyalım ,,,
Not: Hem Kafkasya,hem İzmir,hem de Gençlik şiiri ve mânası ile ilgili bir durum söz konusu değil , özellikle belirttim ki ,yine aklı evvel dangalaklar ne izah ettiğimi iyi anlasın diye 
yine anlamayacaklar..ki
Anlasalar böyle olmazlardı !!!

Che

Che sadece bir örnek , varın dangalakların örnek aldıkları diğer isimlerle de siz bir genelleyin ...
Che Guevara Gerçeği
Kendisi Küba'daki Batista diktatörlüğünü yıkıp, yerine Fidel Castro diktatörlüğünü kurmakla ünlüdür. Castro'nun baş idamcısı ve kitle katliamcısıydı. Zaten kendi sözleri nasıl hasta ruhlu bir manyak olduğunu açıkça gösteriyordu:
"Bir devrimci saf nefretle motive edilmiş soğuk bir ölüm makinesi olmalıdır."
Küba'da herkes Che'yi sever. Çünkü yasalar öyle ister. Che'yi eleştiren direkt tutuklanır ve çalışma kamplarına gönderilir.
Che'nin Küba'da kurduğu sistem öylesine mükemmeldir ki 1,5 milyon insan ölüm pahasına ABD'ye kaçmıştır.
Avrupa ve Batı'daki sistem karşıtı, solcu, barışçı, anti-militarist gençlerin bu adamı anlamak için kafalarına bir şamara ihtiyacı var.
Che Guevara t-shirtü giyen rockçı genç, Che'nin 60'larda rock müziği yasaklattığını bilir mi?
Demokrasi diye haykıran devrimci, Che'nin demokrasi karşıtı olduğunu bilir mi?
Profilini gökkuşağı bayrağıyla donatıp Che resimleri ekleyen genç, Che'nin eşcinselleri toplama kamplarına kapatıp tepesine Adolf Hitler kankasından özenerek "Çalışmak sizi erkek yapar" yazdırdığını bilir mi?
İnsanlıktan bahsedip, Faşist TC Kürtleri öldürüyor diyen Che hayranı genç, Che'nin devrimin daha ilk senesinde La Cabaña ve Santa Clara'da binlerce insanı kurşuna dizdirdiğini bilir mi? O yüzden kendisine "La Cabana Kasabı" deniyordu.
Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, gösteri özgürlüğü dahil hiçbir özgürlüğün olmadığı sistemi kuran Che'yi en çok savunanların en çok ÖZGÜRLÜK diyenler olması çok şaşırtıcı değil mi?
Küba'da daha demokratik bir sistem isteyen kendi yoldaşlarını idam ettirdiğini devrimciler bilir mi?
Che, Küba'daki nükleer krizin bir savaşa dönüşmesini istiyor ve "Milyonlarca insan ölse de New York'un kalbine o bombaları bırakmamız lazım" diyordu.
Bir de arkadaşları kendisine "domuz" derdi. Çok ender banyo yaptığı için…

Barnabas ortaya çıkar mı ?

Barnabas ortaya çıkarsa diye neden korkuyorlar ?
İnancı değiştirmeleri gerekmekteydi ki çıkarlarına engel olmasın ;Bu nedenle Hristiyanları,katolikleri Hz. İsa (as)'dan sonra tevhid inancını terketmeye zorlamış,inandırmışlardır.
Bu konu çooook uzun ,
Ancak tek bir cümle ile;
"Olmayan bir şeyi kutsallaştırıp,kendilerine uygun hale getirip , hatta tabulaştırıp çıkarlarına engel olmaması ve Dünya ya emperyalizm ile hükmederken ,hükmettiklerini oyalamaktır..."
Aynen "Kemalizm" in de "heykel" ile hükmetmek istediklerini oyaladığı gibi! ,Yani "yükü tutmaya devam etmek için bu şart" !
Elbette İSLAM ı kötüleyecekler,
Nasıl ki ,aziz,rahip,peder,papazlarla Yehuda yı İsa olarak anlattılarsa,Kuran ı Kerim in değişmemesinden, değiştirilememesinden duydukları rahatsızlığı da İslam coğrafyasına soktukları hoca,şeyh,ermiş,cemaat lideri şarlatanları aracılığıyla nifak tohumlarını ekmektedirler...
İslam adı altında bölünmelere,dağılmalara,birbirleri ile çekişmelere sebep verenlerden çok İSLAM ı anlamayan anlatmayan,yaşamayan yaşatmayanlar asıl küffardır !!!
farkediyorsunuz herhalde ?
Neden HAÇ ile HİLAL in savaşı denildiğini az daha pekiştirdik herhalde....
"Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı sarılın. Parçalanıp bölünmeyin. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın. Hani sizler birbirinize düşmanlar idiniz de O, kalplerinizi birleştirmişti. İşte O’nun bu nimeti sayesinde kardeşler olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında idiniz de O sizi oradan kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki doğru yola eresiniz.(Ali İmran 103)
“Halbuki onu öldürmediler, onu (salbetmediler) asmadılar da. Onlara İsa gibi gösterildi. Aksine, Allah onu kendine yükseltmiştir." (Nisa, 157-158)
“Ey İsa, seni ancak ben öldüreceğim. (Yani, seni inkârcıların öldürmesinden koruyacağım. Ve seni kendi ecelinle öldüreceğim.) Seni kendime yükselteceğim. İnkârcılardan temiz kılacağım.” (Âl-i İmran, 3/55)
Ve.....
Barnabas İncili'nde Hz İsa Tanrı'nın oğlu değildir.
Matta, Markos, Luka ve Yuhanna'nın aksine Hz İsa bu İncil'de örnek ve önder bir insan olarak tanıtılmıştır.
Barnabas İncili'ne göre çarmıha gerilen Hz İsa değil, ona ihanet eden Yahuda'dır.
Günümüz Hristiyan inanışında yer alan ve bir Pavlos öğretisi olan Hz İsa'nın KEFARET olarak insanlığı kurtarmak için çarmıha gerilme olayını reddeder.
Hz İsa, Barnabas 42. bölümde ben O değilim diyor.
Çünkü ben, sizin «Mesih» dediğiniz, benden önce yaratılmış ve benden sonra gelecek ve inancı (dini) son bulmasın diye gerçeğin sözlerini getirecek olan Allah'ın Elçisi'nin ayakkabılarının iplerini veya çoraplarının bağlarını çözecek değerde değilim.
Hz İsa'nın doğumu ise benzer nitelikte.
Bakire Hz Meryem'e Cebrail'in müjdelediği çocuğun bir peygamber olacağı söyleniyor.
Kitapta birçok yerde Hz Muhammed'in adı geçmektedir.
Hz İsa, Tevrat'ı doğrulayıcı Ahmed olarak da Hz Muhammed'i müjdeleyici olarak geldiğini anlatıyor.
Vatikan Barnabas İncili'nin varlığını kabul eder, içeriğini kabul etmez.
Anlamayan var mı ?
Hilafeti neden yıkmışlardı?
Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu neden Şehid edildi ?
ve FETÖ ?

8 Ağustos 2017 Salı

Mustafa Filmi

Can Dündar denilen çapulcu satılmış hainin "Mustafa"filminde "Mustafa" ile ilgili kısmi infiali hatırlayın ;
Ancak ne kadar üzerinde duruldu ,
ve herhalde "küfür" olmadığı ancak küfürsüz anlattığı için de 5186 dan yargılanmadı !!
Ama filmde olmasa da merak edenler ,
Cemal Granda nın ,Vedat Uşaklıgil in ,Safiye Ayla nın ,Zsa Zsa Gabor un , İsmet İnönü nün ,İran Şahı Pehlevi nin vs neler anlattıkları ve neler yaşadıklarını okumaya araştırmaya başladılar
O filmle ilgili Mustafa Balbay ne demişti;
"Muhteşem bir statta, dünya finali oynanırken ve sahada müthiş bir futbol varken, Can Dündar’ın kamerası maçı değil, tribünleri, soyunma odalarını ve dışarıyı gösteriyor"
Bu cümle çok şey anlatıyor aslında;
Balbay ı sevmem ; ancak 2 ana fikir var ;
1-Biz futbolcunun oynamasına,iyi oyuncu olmasına bakalım ,ne şekilde duş aldığından bize ne..
2-Nice zorluklarla zihinlere kazınanın bu şekilde dezonformasyona uğraması kabul edilemez
Konu tarih değil ;Magazin olsa kimilerinin hoşuna bile gider...
Ancak konu kesinlikle küfür,hakaret değil ,
gerçekler ve tarih olmalı
Bu yanlış.....
Ancak ;aynı hezeyanın Mustafa yı savunur gibi gözüküp fikir düşünce ve hatta resim büst heykellerini TERÖR ve TERÖRİZM ile ,Vatan hainleriyle ,Cinsel Sapıklarla ,Emperyal uşaklarla bir arada kullananlara da verilmesi gerek.
Aksi halde hedef saptırmadan başka bir şey değildir !
Ayrı bir konu;
zaten mantık olarak ta Cinsel tercihler için ayağa kalkanlar LGBT yi savunanlar da teorik olarak yine suç işlemiş,bunların hakkını gasp etmiş olmuyor mu ?

Gelin hep birlikte bir eleştiriye kulak verelim :)

"Mustafa" filmini izleyen bir blog yazarı ,
Can Dündar a "SOROS UŞAĞI" demiş 🤣
"SOROSPU ÇOCUĞU"dediğimizde kızıyorlar😉
Bir kaç kişinin de kafası karışmış "Ya doğru ise" demiş,
Bu da ayrı bir rahatsızlık oluşturmuş,
ve eleştirilerini sıralamış ;
"Eğer Mustafa filmi Atatürk'ü anlatıyorsa, primatların yaşam belgeseli de Can Dündar denen satılmışın hikayesini anlatıyordur. .
Filmden bazı dikkat çeken noktaları anlatmaya çalışayim..
1- Atatürk karga kovalamış.
2- Manastır'daki okulunda Atatürk'ü canlandıran şahıs efemine bir tipleme çiziyordu...
3- Atatürk'ün ilk dönemlerinin referansı Madam Corinne yazdığı mektuplar teşkil ediyor... O kadar ki cepheden bile o kadına yazdığı mektuptan bahsediliyor, sözde özel duygularını açığa vuruyorlar..
4 - Atatürk karanlıkta uyuyamazdı, herhalde korkuyordu..
5- Atatürk annesinin ikinci evliliğinden rahatsızdı o yüzden ondan kaçtı...
6- Atatürk'ün arkasında uzun boylu adamların olduğu fotoğraf gösterildikten sonra, bir Fransız gazetesinde ne kadar kısa olduğu vurgulanıyor. ..
7- Atatürk Kürtlere özerklik vermeyi taahhüt etmiş ve Kürtlerle aykırı düşmenin ne kadar tehlikeli olduğunu belirtmiş...
8- Atatürk en yakınlarını ipe gönderecek kadar acımasız bir diktatördür diyor...
9- Atatürk ilk meclisi kuran, dua, hutbelerle açtığı halde, son bölümde dinsiz olduğu vurgulanıyor (ara yerlerde de beyinlere nakşedilmiş...)
10- Atatürk Pera da İstanbul da caf caflı bir hayatın özlemi ile yanıp tutuşurken, parasızlığı nedeni ile haline ağlamış...
11- Atatürk sürekli ağlarmış...(bir çok olay anlatımında hep vurgulandı)
12- Atatürk (bir fransız yazarın ağzından anlatılmış ) duygusal sorunları olan bir adamdı...
13- Atatürk son günlerini çevresinde hiç seveni kalmadığı halde geçirmiş...
14- Atatürk yine son (3-5 sene ) dönemlerini işsiz güçsüz can sıkıntısında balolar, davetler, içki masalarında geçirirmiş...
15- Atatürk zevki sefayı seven adammış, ama yine de memleket kurtarmış...
16- Son sahnelerde adeta ocak başında çalgıcıya kadeh kaldıran içki düşkünü bir adamın mizanseni yaratılmış...
Şu anda aklıma gelmeyen daha niceleri... "
Neredeeen Nereye ,
Savunma Sanayimizin gelişmesi gurur verici ;
İlk müteşebbislerden Nuri Killigil ile daha önce de paylaşımda bulunmuştum, bakınız o dönemde nasıl bir kronoloji işlemiş ;
Yine kaç tane Can Dündar ve gibileri ne için çabalamış görün,
14 Mayıs 1948: İsrail devlet olduğunu ilan etti. Arap-İsrail savaşı başladı.
14 Mayıs 1948: BM, İsrail'i tanıdı. Mısır, Suriye, Ürdün ve diğer Arap ülkelerine silah satışını yasakladı.
15 Mayıs 1948: Mısır, Suriye, Ürdün, Lübnan ve Irak İsrail'e savaş açtı.
15 Mayıs 1948: Nuri Paşa, İsrail'e savaş ilan eden Arap ülkelerine ilk silah sevkiyatı girişimlerini başlattı.
1 Mart 1949: Türk girişimci Nuri Paşa Mısır'dan yüklü miktarda silah siparişi aldı.
2 Mart 1949: Nuri Paşa'nın Sütlüce'deki silah fabrikası havaya uçtu. 26 uzmanıyla hayatını kaybetti.
24 Mart 1949: "Tam gövdesi olmadığı için" Nuri Paşa'nın cenaze namazı kılınamadı. İmamsız defnedildi.
28 Mart 1949: Türkiye, İsrail'i tanıyan ilk Müslüman ülke oldu.
Gezide parlatılıp,kullanıp,kullandırılıp terör saflarında terörist olarak geberen Ulaş ve Ayşe Deniz gibilerini parlatan medya; maalesef aklı evvel gençleri Devlete Vatana Bayrağa düşmanlığa ROL modeller oluşturarak bu şekilde yoldan çıkarıyor;aldığı reklam ve kullanma bedeli olarak ta bunların ebeveynlerini de çalışmalarında kullanıyor,,,
Hangi medyada ;
birinci sayfada herhangi bir gencin insanlığa faydalı bir araştırmasını,projesini,icadını,çalışmalarını, ya da okulda arkadaşlarıyla faydalı bir ürün geliştiren bir öğrenciyi paylaşıp örnek model oluşturma derdinde olduğuna şahid oldunuz,
Para mı getirmiyor?
Bırakın icadı ,
Dünyaya TÜRKİYE yi Alnının teri ile tanıtan ,
hem de Olmaz denilen bir alanda ismimizi duyuran KENAN SOFUOĞLU kardeşimizi bile hangi mecrada ne kadar görüyor,izliyoruz...
Bu da para getirmez değil mi ?
Ya da hangi medya mesela;
*Kuran ı Kerim güzel okuma yarışmasındaki süper ses diye birini sürmanşet yaptı
Bu da para getirmez değil mi ?
İşte gelişmiş ülkeler diye hayran olduğunuz ülkeler Spordan sanata üretimden sosyaliteye,kültürel faaliyetlerden çevreye kendilerine fayda oluşturacak işlerle ,
kıçından haberi olmayan dangalaklar da özgürlük adı altında anarşizm ve bölücülükle uğraştırılır..
Anlamayan var mı ?

Fetoşlar

Bissürü para kazanmak için
Kılıf olsun,ticaret yakınlığım olsun diye ayda bir umreye gidecek,
Umrede ticari faaliyet anlaşmaları yapacak,
Kabul edilirse de kutsal toprakları olan pensylvania ya gidecek,
Fotoğraf ve kullanılmış peçeteyi öpecek biat edecek. 
Dolarla artırma usülü himmet çeki verecek.
Ürettiği çöpte olsa ,Fetönün çöktüğü çöreklendiği ülkelere güya ihracat yapacak. bürokrasideki ,kamu kurumlarındaki teröristlerinin de yönlendirmeleriyle kdv den gümrük vergisine vs mevzuata uydurup ;
1 dolar maaliyetli ürünü 10 dolara satacak ,ya da Devletten iadesini de alacak
Bentley,Lamborghini,Ferrari,Masserati ye binecek,
Sekreterini götürüp avradını boşayacak,
Ya da Şarlatan hocası boşa dediği için avradı boşayıp fantastik abla alacak. Çünkü o abla da dolarlara yardım edecek.
Ve sihirli kelime "peygamberin eşi rüyama girdi"
Ya da Anasını babasını dolarlar kazandıran şarlatan hocasına feda edecek.
Cartel oluşturup ticari dengeleri elde tutmak için ablalardan karılar pazarlayacak,adına da hoca emri diyecek.
Tabi her ifaya "peygamber geldi,"diyecek, 5 yaşındaki çocuğunun rüyasıyla yine himmet ve terörist edinecek.
Allah a Şirk koştukları halde , infiyal ile örgüt üyesi kazanmak için de devamlı Peygamber efendimiz ile Şarlatan hocalarını hep aynı rüyada buluşturup
Gelsin dolarlarrrrr.....
Burnumuzun dibindeler...
İslam neresinde ?
O halde katli vacip bunların.

Çocuklarınıza efendiliği öğretin

Çocuklarınıza efendiliği öğretin,
güzel olmayı,güzel bakmayı,güzel davranmayı öğretin
ahlakı edebi hayayı İMAN ı öğretin ,
Şaka diyerek küçükken küfür öğretilen;
ve belkide küfür edince kahkahalarla güldüğünüz ve gülen çocuklar;
Örneğin "naaber lan i..na"
Veya "nereden o...spu"
Ya da "yok amk"
Cümleleriyle arkadaş,dost arasında rahatça konuşan çocuklar;
büyüdüklerinde ;
etraflarındaki LGBT lileri kanıksarlar , kanıksıyorlar sonra !!!
"el haya vel iman,
utanma imandan gelir anlamında bir söz.
Efendimiz de (sav);
“Hayâ imandandır” buyurmuştur. İnsan, utanma duygusunu doğuştan getirir ama imanla korur ve geliştirir, güzelleştirir. ...
İslam imanı, bütün mensuplarını iffete ve edebe çağırır.

Abd nin kıyakçısı

Daha dün;
Bezmialem Valide Sultan Camisi'nin minareleri arasına “Welcome Missouri" yazdırıp , ABD ye pezevenklik yapan
İslamı öğrenmeye ve öğretmeye çalışanları asan
Mescidleri ahıra çeviren
Ve yine dün ;
İlkokullarda "Striptiz" gösterileri yapan,13-17 yaş arasındaki KIZ öğrencilere prezervatif dağıtıp Dümbüklük yapan,
Ve "Allah u Ekber" diyerek Kerhâne açılışı yapan ;
Ahlaksız din istismarcısı ;
Özellikle Ramazan ayını seçerek ,
Allah ın men ettiği Lanet ettiği yaşamı benimseyen LGBT lilere yürüyüş organize eden,
Vatan toprağına göz diken örgütlere MUHATAP,
geberenlerine ŞEHİD diyen
Terör örgütlerine yardım ve yataklık eden ve alenen TIR yollayan,cenazelerinden çıkmayan,taziye dileyen,
Devlet sırlarını ifşa eden,
Belediyelerindeki yolsuzluklarını,mafya yapılanmalarını görmezden gelen,
Vekillerinin yediklerini çaldıklarını çırptıklarını "Devlet bu imkanı vermeseydi" diyebilecek kadar alçalan partinin ,
daha yazmakla bitmez ......
Şimdi de VATAN ve ADALET ve ALLAH YOLUNDA yürüdüğüne inanmak FUHŞİYATIN en barizidir...

Messi ve nikahı

Haydi aşağıdaki haberi bir okuyalım ;
Arjantinli süperstar MESSİ, çocukluk arkadaşı ve iki çocuğunun annesi Antonella Roccuzzo ile bugün evleniyor.
Rosario Katedrali'ndeki dini törenden sonra kutlamalar şehir merkezindeki bir otelde devam edecek.
Çok sayıda davetli ve 60 a yakın gazetecinin akredite olduğu düğün şimdiden dünya gündemine oturmuş durumda.
Not: Futbolu çok severim , Messi yi de izlemek bir keyif,
ancak konuyu sadece Messi ile bağdaştırmayın, genelleyin,özellikle İslam haricindeki "Dini tören ve davet"leri bir göz önüne getirin....
"Ne kadar muhteşem değil mi ?"
Damadın ya da gelinin yerinde olmak isteyen kim bilir niceleri var?
Şimdi bir de isimleri değiştirelim (futbolcu ismi hayalidir)
Türkiye nin gururu Muhammed , 6 aydır nişanlı olduğu Saliha hanım ile bugün evleniyor."Sultan Ahmet Camii"ndeki dini nikah töreninden sonra kutlamalar şehir merkezindeki bir otelde Kuran Tilaveti ve ilahiler eşliğinde devam edecek.
Çok sayıda davetli ve 60 a yakın gazetecinin akredite olduğu düğün şimdiden dünya gündemine oturmuş durumda.
Dünya gündemine , özellikle ülke gündemine , özellikle ve özellikle malum kesmin gündemine nasıl otururdu düşünün !!!
"Laiklik elden gidiyor,NATO göreve,AB müdahele etmeli" olur ....du ...
Chp nin Fetö 15 Temmuz darbe girişimine destek vermesi,hâlâ aldığı mesajlarla mesaj vermesi neden şaşırtıyor ki,
Önceki girişimleri ve desteklerini boşverin;sadece son 4 yıla bakın!
Gezi 2013 olmadı,
17-25 Aralık 2013 olmadı,
Şubat 2014 olmadı,
Ayn el arap tutmadı,
6-8 ekim 2014 olmadı,
Reyhanlı pimi tutmadı,
Suruç olmadı,
15 Temmuz ebelerininkini gördüler,
Kayyumlar zorlarına gitti,
Hendeklerin kapatılması,doğu ve güneydoğuda operasyonlara soruşturma istediler,
Lice de her dal hint keneviri etlerini koparmışcasına kudurttu,
Ohal batıyor da batıyor,
Komisyonları karıştırdılar,
Atanmış yerleştirilmiş ajanları hâlâ bürokrasiyi tıkıyor,
Son olarak kaos yürüyüşü,
Bu yürüyüş te "fos"
Ellerinde 2019 seçimleri kaldı ,
Bu tarihe kadar da durmayacaklar
Tüm bunlara "İttihak ve terakki"nin torunları ve mirascıları olarak baktığınızda "şaşırmayacaksınız"!
Şaşıracak ne var ki ?
Şaşıran onlar ,
hiç bir planları tutmadı tutmayacak !
Karşılarında Ecdad torunları var artık !

Nefis ve imtihan

İnsanın Nefsi en büyük imtihanıdır.
Nefse hoş gelen ancak Kuran ı Kerim de ve Sünneti-Seniye (ancak uydurulmamış) de yapılmaması gereken ifalarla da ilgili , maalesef ama maalesef nefislerinin istediğini yapabilmek için bilerek ya da bilmeyerek kendilerine kanıt sunmak isteyenler akıllarını başlarına almalıdır.
Elbette gerçekten İman edenlerden olmak istiyorlarsa.
En basit bir örnek ;
Karı koca ve 2 çocuktan oluşan bir aile ,
Evleri malları,2. evlerini de almışlar ve kirada ,
3. evi almayı düşünüyorlar...
Ya da otomobil diyelim ... hiç fark etmez...
Ellerinde bir miktar para var,peşinat verip kalanını da vadelendirmek istiyorlar ,Bankadan kredi çekmenin günah olduğunu bir tanıdıkları söylemiş ,
Ancak o tanıdıkları Murabaha olarak kullanmanın her hangi bir sakıncası olmadığını normal banka yerine katılım bankasından kullanmasının caiz olduğunu belirtmiş.Neymiş bu vade değil ticaretmiş ...
Günah ise de Kiramen Katibin bu günahı bana değil , varsa günahı hocaya yazar diye de belirtiyor 
YUH ...
Uzatmaya gerek yok ,
Geç Faizi,vade farkını , İSRAF HARAM en başta...
Ama nefis işte, İman da noksan ise uydurulmuş söylemlerle AHİRETİ böyle tehlikeye attığının farkında değil..
Benzeri örnekleri çoğaltabiliriz,
Maalesef kimilieri Kuran-ı Kerimi değiştiremeyince,kendi dünya görüşlerini, ahireti de dünya gibi zannetikleri gibi nefislerinin taleplerini geçerli kılmak için özellikle Kuran ı Kerim de olmayan ve aslında Peygamber efendimiz Hz.Muhammed S.A.V in Sünneti ,Hadisi olmadığı aşikar olduğu halde,Peygambere karşı mı geliyorsun tarzında söylemlerle olmayan bir Sünneti varmış gibi aksettirmektedirler..
Peygamber efendimiz ki Kuran ı Kerim i yaşayarak tatbik etmiştir.Söylediklerine Hadis,Uyguladıklarının uygulanmasına Sünnet denir..Ve yeri gelmişken her hadis doğru değildir, her Sahabe de yanlışsız değildir.
öyle olsa ;
Sahabeler kendi aralarında neden savaştı ?
Hz.Osman ın katledilmesi ile Hz.Ali yi suçlayanlar Sahabe değil miydi?Cemal vakası? Talha ve Zübeyr Sahabe değil miydi?Ya Muaviye ?
Mezhepler neden ortaya çıktı , hak yol İSLAM olduğu halde mezhepler birbiriyle neden çatışma içinde ?
"Üstünlük ancak Takvadadır"
Ayrıca "Dikkat" :
hadis doğru değildir demiyorum , her hadis doğru iletilmemiştir, Çünkü maalesef algı bu yönde olmakta !!!
yaşanmış rivayetler de var
bu cümleyi de özellikle belirtiyorum ki , eminim aşağıdaki ayetlerde geçen hadis kelimesini genelleyip , hadislerin uydurma olduğu kanısına varacak aklıevveller olacaktır.
ne denmek istendiğini anlayın !!!
İnsanlardan öylesi vardır ki, Allah yolundan bilgisizce saptırmak için hadis/laf eğlencesi satın alır ve onu alay konusu edinir. İşte böylelerine rezil edici bir azap vardır. (Lokman Suresi 5- 6)
İşte bunlar, Allah`ın ayetleridir ki, onları sana hak olarak okuyoruz. Hal böyle iken Allah`tan ve onun ayetlerinden sonra hangi hadise/söze inanıyorlar? ! (Casiye Suresi 6)
Eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdûhu ve resûluhu

Bu ülkede satlık insan bol

“Bizim sıkıntılarımızdan birisi de ülkemizin sıcak kuşakta bulunmasıdır. Bu ülkelerde satılık insan bulmak çok kolay...
Bir Alman’ı, İngiliz’i, Fransız’ı, Japon’u ve bir Rus’u satın alamazsınız.
Osmanlı’yı yıkmadan önce içerden bazı kimseleri İngilizler satın almışlar.İngilizlerden maaş alan Osmanlı Güney Cephesi Başkomutanı Cemal Paşa’ya talimat vererek, Şam’daki İslam âlimlerinin (ki Şam o zaman İslami ilim merkeziymiş) genç kızlarını konağına getirmesi, onlara alkollü içki içmeye zorlaması ve tacizde bulunarak geri bırakılmaları istenmiştir.
Bu emri alan Cemal Paşa, derhal bu işlemi yapmıştır.
Bu yüz kızartıcı olaylar süratle Arap âlemine yayılmış ve ‘Osmanlı artık bozulmuş ve İslami yoldan çıkmıştır’ propagandası yapılarak, Araplar Osmanlı’ya düşman yapılmıştır.
Özellikle Hicaz’da hazır bekleyen Şerif Hüseyin de işin esasını bilmeden ve duyduklarına inanarak Arapların Osmanlı aleyhine İngilizler ile birlikte kıyama geçmesine sebep olmuştur.
İşte bu nedenle ‘Arap-Osmanlı düşmanlığının kaynağını Hasan Cemal’e sorun’
Turgut Özal
"Allah mekânını cennet eylesin"
Rahmetli Turgut Özal’ı haksız bulanlara,
Falih Rıfkı Atay’ın “Zeytindağı” adlı kitabını okumalarını öneriyorum,Ayrıca Cemal paşanın “İstanbul Muhafızlığı” döneminde bazı icraatlarına baksınlar,
Kaç kelle kopardı, kaç rezil “işret gecesi” düzenledi,
hangi namus kavramlarını ayaklar altına almıştır?
Ayrıca 1.Dünya savaşının eli kulağındayken Fransa’ya neden gitmiştir, Fransızlarla ne görüşmüştür?
İşret gecesi : günümüz çağdaşlarının;içki,dansçı,striptizci,güya eğlenenlerin olduğu parti dediği,türlü namussuzlukların yapıldığı sözüm ona "eğlencedir"
Rahmetlinin dediği gibi "bozuk para gibi harcadılar"

Adalet yürüyüşü Cihad mış

Uğur Dündar :
"adalet yürüyüşü de Kuran ın emrettiği bir Cihad tır"demiş ...
Madem Cihad nedir biliyorsunuz o zaman neden Milli Eğitim in müfredata ekleyeceği Cihad kavramına karşı çıkıyorsunuz 
Yıllarca "adalet mülkün temelidir" cümlesine de sahip çıkmıştınız,bunda da doğrusu olan Hz.Ömer demeye başladınız 
Ulan yine oyun ve rant peşindesiniz ama ;
Doğrusunu öğretelim o zaman ...
1- Nefs'e Karşı Cihad ;insanın nefsiyle ve nefsinin arzularına karşı yaptığı cihaddır.
2- Ilim Ile Cihad; Dünyadaki bütün kötülüklerin sebebi cehalettir. Hakk'a ulaşmak isteyen herkesin cehaletten kurtulması, ondan uzaklaşması gerekir.
"Ey Muhammed! Insanları Rabbi'nin yoluna, hikmetle, güzel öğütle çağır; onlarla en güzel şekilde tartış. Doğrusu Rabbin, kendi yolundan sapanları daha iyi bilir. O, doğru yolda olanları da en iyi bilir. " (en-Nahl 16/125).
3- Mal Ile Cihad ;Mal ile cihad, Allah Teâla'nın insana ihsan etmiş bulunduğu mal ve servetin yine Allah (c.c.) yolunda harcanması demektir.
4- Savaşarak Cihad Yapmak ;
Cihad, müslümanlara farzdır. Her müslümanın nefsi ile, ilim ve malı ile sürekli cihad yapması, böylece dinin korunması, Hakk'ın galip kılınması için çalışması gerekir. Bazen "I'lây-ı kelimetullah" yani Allah adının yüceltilmesi dinin korunup yayılması içinde elde silâh düşmanla savaşmak icab edebilir. Bu en büyük cihaddır ve müslümanlara farzdır. Hattâ cihad denildiği zaman ilk akla gelen husus, düşmanla sıcak savaşa girmektir.
Cenâb-ı Hak şöyle buyurmuştur:
"Sizinle savaşanlarla; Allah yolunda siz de savaşın. Fakat haksız yere saldırmayın." (el-Bakara, 2/190)
Yakın zamanda Müslüman coğrafyalarda olup biteni anlamak istiyorsanız, ABD ekonomik sisteminin çöküşünü iyi bilmeniz gerekmekte;
Gayrimenkul sektörü çöküşe geçtiğinde para nereye yöneldi ? Ticari mallar piyasasına…
Peki bunun sonucunda ne oldu ? 
Müslüman ülkelerde gıda fiyatları hızlı bir yükselişe geçti.Gelirlerinin %25 ini gıdaya harcayan insanlar bir anda %45-50 sini harcamaya başladılar.Böyle olunca kira ve diğer harcamalarını ödeyemez hale geldiler.Sıkıntılar da insanları darboğaza soktukça insanlar artık yıldılar…
Ve yeni bir oyun sahnelenmeye başladı,
sömürü devam etmeli ,,,karşıklıklar çıkmalı , silah satılmalı,müdahele edilmeli, kısacası Batının demokrasisi gelmeliydi …
Büyük ülkelerin her zamanki senaryosu sahnelenmeliydi…
Ve her şey Tunus ta yaşanan ekonomik bir krizle başladı…
Bunu hatırlayan var mı ?
Her şey seyyar satıcılık yaparak geçimini sağlayan bir adamla başladı.Ne oldu ? ;
Bu bir krizin göstergesidir, Ekonomik bir krizin içindeyiz denildi. Ve yayılması gerekliydi ,
ve adına da ARAP BAHARI denildi….
Ama kimse Yunanistan ekonomisinin erimesinden bahsetmedi ! Kimse İzlanda nın ,İspanya nın Portekiz in darboğazından bahis etmedi…
Halbuki gereken AVRUPA BAHARI idi …
Ve bunca malum insan,bunca malum ülke ,içimizdeki malumlar birlik olup,Türkiye ye , örnek ülke Türkiye ye saldırmaya başladılar.
Türkiye neyi başardı biliyor musunuz?
Türkiye nin gerçeği şudur;
Türkiye İMF e borcunu kapatmış dünyadaki nadir ülkelerden biri,yani Türkiye dünyada İMF e borcu olmayan bir ülke
Para veririm ancak şu kanunları çıkaracaksın dönemi çoktan bitti ...
Peki bu durum globalde medyada neden yok ?
Neden Erdoğan kendi ülkesi için hayati sorumluluklar alıp, çaba gösterirken ,zorba biriymiş gibi gösteriliyor ?
Hatta diktatör benzetmesi yapılıyor,kendi medyalarında bile kendi ülkelerinden çok neden Türkiye ye sayfalarca,saatlerce programlar yapıyorlar ?
Türkiye nasıl kısıtlanmaya ve engellenmeye çalışılıyor ; göreceğiz, göreceksiniz, Ekonomik olarak nasıl engellenmeye çalışıldığını yakın zamanda göreceksiniz.
Çünkü Dünya üzerinde başarılı MÜSLÜMAN model ülke olarak görmek istemedikleri için,Türkiye mükemmel bir ülke ve müthiş insanları var,Çünkü Türkiye; Müslüman ve seküler kesmin birarada yaşayabildiği kanıtlanmış bir ülke ve defalarca da kanıtladılar.
Ve son olarak 15 Temmuz ile birlikte dünyayı abandone eden bir ülke var karşılarında artık …
Bu nedenle finansal,ekonomik,siyasi,ideolojik,sosyal ve kültürel TERÖRİSTLERE sahip çıkacaklar ,
Ancak Türkiye 2019 itibariyle kararlılığına nokta koyacak…

Vaktinde kılınan namaz

Allah rahmetiyle muamele eylesin,
Bugün ahirete intikal eden bir kardeşimizin taziyesindeydim.
Tanımadığım,ancak değerli bir kardeşimizdir inşallah bir ağabeyimiz ;
İslam ın direği Namaz dan,Namaz kılan ve kılmayan sayısından,yüzdeliklerden bahis etti. Namazın Cuma ,Bayram ve teravihten ibaret değil ,
farz olan 5 vaktini kılmaktan bahis etti. Kılmamız gerektiğinden bahis etti. Akıcı bir sohbet maaşallah dedim.
Ancak
Bir müddet sonra;
Ezan okunuyor,
ağabey "bu ümmet namazsız nereye gidiyor"dedi.
Ezan devam ediyor,
ağabey "namazsız İslam mı olur" dedi
Ezan bitti ,
ağabey "hangimiz çocuklarımızı namaza kaldırıyoruz"dedi.
15 dk geçti.
Ben dayanamadım,
"Beyfendi 20 dk geçti,cemaat olsak ta namazı idrak etsek"dedim.
"Vakti var merak etmeyin"dedi.
Ne anladık,gençler ne anladı?
Nasıl örnek verdin ne örnek oldun ağabey ?
Sonra
İkramları tatmaya başladı!!!
Afiyet olsun !!!
Resulullah (s.a.v.) buyuruyor ki
“İyiliklerin en değerlisi ilk vaktinde kılanan namazlardır.”
Selametle inşallah

Kim bu Dahlan ?

Fetullah Gülen ile röportaj yapan Mısır kanalının sahibi olarak Türkiye'de gündeme gelen ""Filistinli"" Muhammed Dahlan !!!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçtiğimiz günlerde yaptığı bir açıklamada, Fetullah Gülen'in Mısır televizyonuna verdiği röportajdan bahsederken şu ifadeyi kullandı:
'Mısır'da bir televizyona röportaj vermiş ve aslında bu televizyonun arkasında da yine bir terörist var.'
Peki Muhammed Dahlan kimdir?
Gazze’yi Batı Şeria’dan kopararak Filistin’i parçalama ve Hamas’ı tasfiye görevi verilen Muhammed Dahlan, Gazze’ye yönelik hukuksuz ablukayı ve yaptırımları koz olarak kullanıp yönetime ortak olma peşinde.
Muhammed Dahlan, Birleşik Arap Emirlikleri tarafından finanse edilen ve Nilesat uydusundan yayın yapan El Gad Televizyonu'nun sahibi.
Yaser Arafat'ın ölümünden sorumlu tutuluyor,Ayrıca o dönemde Dahlan'ın altı El Fetih üyesinin öldürülmesi ve yüklü miktarda paranın kaybolmasında da rol oynadığı söyleniyor
İsrail ve ABD ile işbirliği yaparak Filistin'in müzakere masasındaki elini zayıflattığı da bilgiler arasında
15 Temmuz darbe girişiminden haftalar önce Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) hükümeti, FETÖ'ya para aktardı. Para transferi için bir aracı belirlediler. Bu aracı, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zeyid el Nahyan ile yakın ilişkileri olan Muhammed Dahlan
Gazze'de Hamas iktidara gelmeden önce El Fetih partisinin bu bölgedeki lideri olan Dahlan, yolsuzluktan yargılanmaya başlayınca Filistin'i terk edip Körfez'e sığınmıştı.
Hamas'a karşı ABD destekli bir darbe tasarlamak ve Yaser Arafat'a suikast planlamak gibi suçlamalar da yöneltilen Dahlan, sürgün yeri olarak Abu Dabi'yi seçti.
Dahlan'ın Fetullah Gülen ile iletişim kurmasına, ABD'de yaşayan Filistinli bir iş adamı yardımcı oldu. Bu iş adamının kimliğinin Türk gizli servisi tarafından bilindiği belirtildi.
BAE'de bulunan Sky News Arapça ve Al Arabiya gibi medya kuruluşları, 15 Temmuz gecesi Türkiye'deki darbe girişiminin başarılı olduğu ve hatta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yurt dışına kaçtığı gibi asılsız iddialar ortaya attılar. BAE hükümeti ancak 16 saat sonra, yani ancak darbe girişiminin başarısız olduğu kesinleşince bu girişimi kınadı. BAE sosyal medyasında Dahlan'a yönelik öfke dolu mesajlar paylaşılmaya başladı.
Bunun üzerine BAE hükümeti Dahlan ile arasına mesafe koydu. Dubai havalimanında darbeci olduğu öne sürülen iki Türk generali yakalayıp iade ederek Ankara ile ilişkileri düzeltmeye çalıştılar.
Dahlan BAE'yi de terk etmek zorunda kaldı ve şimdi Mısır'da yaşadığı sanılıyor. Mısır ve BAE'nin yanı sıra Ürdün de Dahlan'ın Mahmud Abbas'tan sonra Filistin lideri olmasını istiyor. FETÖ üyelerinin de Mısır'a sığınabileceği yönünde iddialar ortaya atılmıştı.
Dahlan'ın ABD'deki Filistinli işadamı vasıtasıyla Gülen ile görüşmesinin, Gülen'in ABD'den Türkiye'ye iade sürecinde kullanılabileceği belirtiliyor.
Dahlan daha önce de Libya'da iç savaş çıkarmaya çalışmakla suçlanmıştı.
ve şimdi ;
İsrail, Mısır ve BAE’nin tetikçisi Muhammed Dahlan, Ağustos ayında Gazze’de siyasete el koymaya hazırlanıyor. Gazze’yi Batı Şeria’dan kopararak Filistin’i parçalama ve Hamas’ı tasfiye görevi verilen Muhammed Dahlan, Mısır’ın Gazze’ye yönelik kara ablukasını kaldırma ve elektrik kesintilerinin azaltılması karşılığında Hamas ile Ağustos ayına kadar bir anlaşmaya varılacağını iddia etti.
Dünya da ne kadar Yahudi varsa , o kadar da Flistinli var ,,,
Filisitin de mevcut hiç bir kurum kuruluş,parti de birbiriyle bir ve birlikte değil...
Abbas Perez e ağlar , El Fetih , Hamas ile mücadele eder ,Kassam Tugayları İsraili tehdit eder ama Filistinli gençler sadece ve sadece TAŞ atar... Hatta sadece TAŞ attırılır ...
Bunlar godamanların oyalama taktiğidir !!!
Bir ve birlikte olsa mevcut durum bu olur muydu ?
Amiyane tabirle önce "adam" olmalılar !!!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti üzerine düşeni fazlasıyla yapıyor ,
Reis sadece Katar krizi için ziyaretler yapmıyor...

Bu bir Ana muhalefet

CHP nin TBMM iç tüzük değişikliği ile ilgili görüşmelerde meclisi yavaşlatma,karşı çıkma, kürsüyü işgal etme,sabaha kadar mecliste kalma haberlerini iki gündür duyuyoruz.
İç tüzük değişikliği ile ilgili bir kaç madde ;
Neden karşı çıktıklarını anlamak açısından bilmekte fayda var.
Ve CHP Türkiye nin ana muhalefeti
Maalesef !!!
Milletvekili andını içmekten imtina eden milletvekillerinin,vekil haklarından yararlanması engellenecek
Milletvekilleri döviz, pankart getiremeyecek
TBMM'ye silahlı giren ve Genel Kurulun çalışma düzenini, huzurunu bozucu döviz, pankart ve benzeri materyali getiren, kullanan milletvekilleri, kınama alacak.
Frak giyme zorunluluğu kalkacak
Görüşmeler sırasında Cumhurbaşkanına, TBMM'ye, TBMM Başkanına, Başkanlık Divanına, birleşimi yöneten başkanvekiline, milletvekiline, Türk milletinin tarihine ve ortak geçmişine, Anayasa'nın ilk 4 maddesinde çerçevesi
çizilen anayasal düzene hakaret eden, söven, Türkiye Cumhuriyeti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü esasında Anayasa'da düzenlenen idari yapısına aykırı tanımlamalar yapan milletvekili hakkında, Meclisten geçici çıkarma cezası
uygulanacak.
Fiili saldırıda bulunan, TBMM Genel Kurulu ve komisyonlara silahlı olarak giren milletvekilleri de Meclisten geçici çıkarılacak. Geçici olarak Meclisten çıkarılan milletvekili, izin alıp kürsüden af dilerse, izleyen birleşimden itibaren Meclise girebilecek.
"Kınama" ve "Meclisten geçici çıkarma" cezasına çarptırılan milletvekili için ilk defa para cezası uygulanacak. Buna göre, "kınama" cezası alan milletvekilinin bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte biri, "Meclisten geçici olarak çıkarma" cezasına çarptırılan milletvekilinin ise bir aylık ödenek ve yolluğunun üçte ikisi kesilecek.
Futbol federasyonu ile CHP birbirine ne kadar da benziyor ;
Kasetle başkanlığa gelen Kılıçdaroğlu nun başkanlığına başarı demek ve Kemal in "kibir"timsali "vurdumduymaz"hâl ile;
Özellikle "HAGİ" sayesinde "imparator"lakabı takılan yine "kibir"timsali Terim
Telefon faturalarına "Devlet bu hakkı vermişse kullanırız"diyen CHP ile;
İstifa ettiği tazminat hakkı olmadığı halde Federasyon tarafından "burası özerk bir kurum tazminat hakkı var"diyen federasyon.
Başarı olmadığı halde rant peşindeki birilerinin işareti ile yönetimde yer alan,görev verilen CHP liler ile;
İnönü nün,Baykal ın,Kılıçdaroğlu nun koltuğa yıllarca yapışması ile;
Demirören ve ekibinin yapışması;
Yine hiç bir başarısı olmayan örneğin Mustafa Denizli ye yine milli takımı teslim etmeyi düşünmesi nasıl da benziyor.
Birileri "fena"götürüyor "fena"
Temmuz 2011 Futbolda şike ve FETÖ ?
Bunların batılı sponsorlarının istemediklerini Türkiye de başarıymış gibi lanse etmek aynı oyunun parçası.
Bu nedenle Yılmaz Vural ı getirmezler

"herkül"

Dünkü güya Kudüs mitinginde takır takır "herkül" ismini sistematik,subliminal olarak kullanmışlar.
herkül nedir ,ve kimin sitesi,ne sitesi olduğunun farkında olmayan,bilmeyen de yoktur umarım.
Mitolojik inanışa göre Zeus ve karısı alkmene nin oğlu olan "herkül" bir kahin tarafından kendisine verilen 12 maddelik görevi yerine getirmek için yok etmediği hedef ve öldürmediği canlı kalmamış,
Yunan bir rahip ya da papaz ,
bir internet sitesi kursa adına da ;
Muhammed,Hamza Ebubekir,Ömer,Osman,Ali. org dese ?
mümkün mü ?
Bu Şarlatanın peşinden gidenler mitolojiyi iyi okusunlar o zaman ;
Herkül hikayenin sonunda en yakınlarının topladığı odun ve kütüklerle kendini ateşe vermiş ve Cayır Cayır yanmıştır !!!
Yanacaksınız Allah ın izniyle ,
Hem bu dünyada hem de ahirette !!!
Soğuk Füzyon u Türkiye de başarıyla uygulayan bilim kadını otobüste şortunu asıp "kıyafetime dokunma"eylemi yaptı,
Askerimizi görünmez kılan teknolojiyi geliştiren ekipte yer alan kadın mühendislerimiz "gusül almak istemiyoruz"eylemi yaptı.
Alternatif enerji konusunda dünyanın en etkili firmalarının teklif verdiği rüzgar enerjisi alt yapısında Türkiye yi kalkındıracak ekip te yer alan kadınlar"sevişirim evlenmem" eylemi yaptı
Çoluk çocuğunu kendine vatana millete devlete bayrağa layık bir evlad ,Allah a layık bir kul olarak yetiştiren anneler "terörizm ve anarşiye sahip çıkıp,pkk dhkpc barış elçileridir"eylemi yaptı
Teşbihi uzattıkça uzatabiliriz;
Bu tarz eylem,provakasyon, gündemi meşgul edecek hedef saptıracak ifalar içinde olanların gerçekten,hangi konuda ne başarıları ,bilgileri ve "efendilik"leri var?
Yok ;
Çünkü toplumun en cahil,yobaz kesimleridir bunlar,
Ve ,
yaşamları yemek,içmek,boşaltmak, boşalmaktan ibarettir.

Haysiyetsizlik bu başka bir şey değil ,

Kemal Kılıçdaroğlu,
Almanya'da yayın yapan Focus'tan Frank Nordhausen'ın
"Bir kamuoyu yoklamasına göre Almanların yüzde 90’ı şu sıralar Türkiye’ye seyahat etmek istemiyor çünkü mesela yanlış bir tişört veya yanlış bir şaka yüzünden tutuklanmaktan korkuyorlar. Bu korkuyu duymakta haklılar mı?" sorusuna;
hangi yoklama,hangi araştırma,
rapor veya dayanağı ne?
Bu doğruysa %10 luk Alman turist artışına ,sermaye girişine siz ne diyeceksiniz?Lütfen provake amaçlı yanlı soru sormayın. Gerçekleri konuşalım
diyeceğine;
şöyle yanıt verdi:
"Ne yazık ki böyle bir ortamın gerçekten mevcut olduğunu tespit etmek durumundayım. Uzun zamandır Türkiye’de halihazırda hiç kimse için güvenlik garantisi olmadığını söylüyorum: ne canınız ne de mal ve mülkünüz için. Devlet elbette terör organizasyonlarının propagandasına karşı önlemler almalıdır. Maalesef yasaların geçerli olmadığı ve adaletsiz bir dönemde yaşıyoruz. Dünyanın güvenini yeniden kazanmak için Türkiye acilen normale ve demokrasiye geri dönmek zorunda."
Tek kelime "haysiyetsizlik".....