30 Mayıs 2016 Pazartesi

Ülkemizin en fazla ithalat yaptığı ülkeler ;
Almanya,İtalya,Fransa,Rusya,İngiltere ve Abd...
Yani itilaf devletleri !!!
Ve çevrede olup bitenlere baktığınızda araya İtalya yerine İran ı ekleyerek bir şeyler kafalarda canlanır belki !!!
Ham petrol,ve petrol türevi hammaddenin başı çektiği ithalat ürünlerinde özellikle enerjide dışa bağımlılığın ortadan kalkması için atılan adımlara niçin karşı çıkıldığının anlaşılması için çok detaya gerek var mı bilmiyorum ?
planlanan projelerle ; Chester dan , Marshall a, Truman dan Sykes pickot a kendini Emperyalizme teslim edip ;
ülkenin tüketim toplumundan öteye gidememesinin sebebi olanların utanmadan Mustafa Kemal in ardına sığınmaları da ayrı bir ironi...
Batıya muhtaçlık köşe yazılarında anarşizm oluşturup, Emperyalizme hayır söylevleriyle nakaratlandırılıp ,üretime dayalı bir ekonominin gelişmemesi için desteklenen TERÖR belasının özellikle bitirlmek istenmemesinin anlaşılması , Destek verenlerin suratına OSMANLI ŞAMARI nın indirilmesi gerekmektedir.
Sadece ve sadece FETİH KUTLAMARI ndan rahatsız olan kesimlerin hangi amaca hizmet ettikleri zaten aşikâr değil mi?
Tabi durum sadece bu kesmin karşı çıkmalarından ziyade ; ülkesine destek olmak ,milli sermayenin artışı için çabalaması gereken akıl ve araştırma içinde olmayıp , garantici giden ama farkında olmadan daralan kesim için de aynı...
Devlet her sektörde "BABAYİĞİTLER" arıyor,,,
Ancak aranan BABAYİĞİTLER aşağıdaki kısmen ithalat ve ihracat ürünlerinin türevinden de anlaşılacağı üzere yapılanı yapmak,yapanın hazır sahasına girmek,sözüm ona riske girmemek adına maalesef ama maalesef ürün arzında çeşitliliği daraltarak aynı arz ile aynı talep dengesi içinde belki farkında olmadan genel riski artırmakta...
İddia ediyorum ; bulunduğu bölgenin ,şehrin hangi teşvik kapsamında olduğunu bilmeyen sözüm ona SANAYİCİLER mevcut..
Devlet bu işe el atmalı , istişare toplantıları ile farkındalığı artırmalı yol göstermeli...
Aksi halde basit bir finans programı için bile işine yaramasa bile ; yan komşusu aldığı için alan sayısında düşüş olmaz 
Almanya dan Otomobil ve diğer taşıtlar, çeşitli makineler, plastik ve plastik ürünler, eczacılık ürünleri ithal edip ;
Hazır giyim eşyaları, otomotiv yan ürünleri, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), tütün, meyve ve sebze ihraç ediyoruz
ABD nden Hurda demir ve çelik, sivil uçak ve helikopter, haberleşme cihazları, elektrikli cihazlar, eczacılık ürünleri, tıbbi malzemeler, mısır ve soya yağı ithal edip
Hazır giyim eşyası, demir ve çelik ürünleri, tütün, çeşitli meyve ve sebze ihraç ediyoruz..
İngiltere den Petrol ürünleri, eczacılık ürünleri, otomobil ve kara taşıtları, uçak ve çeşitli makineler ithal edip;
Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, elektronik eşya, yarı mamul mallar (deri, kağıt, kauçuk), meyve ve sebze ihraç ediyoruz.
İtalya dan Motorlu kara taşıtları, çeşitli makineler, ilaçlar ve kimyasal maddeler, mutfak eşyaları ve ev gereçleri ithal edip;
Otomotiv ürünleri, pamuk ve pamuk ipliği, hazır giyim eşyaları, elektronik eşyalar, demir ve çelik ürünleri, çeşitli meyve ve sebze ihraç ediyoruz
Fransa dan Otomobil ve diğer kara taşıtları, çeşitli makineler, haberleşme cihazları, kimyasal ürünler, eczacılık ürünleri, kozmetik ürünler, demir ve çelik ürünleri, uçak ve savunma sanayisi ürünleri ithal edip ;
Otomotiv ürünleri, hazır giyim eşyaları, iplik, deri ürünler, elektronik eşya, çeşitli meyve ve sebzeler ihraç ediyoruz..
İhraç edilen ürünlerin imalat aşamasındaki hammadde türevinin çoğunluğu da yine ithal edilmekte....
İthalatı azaltmak az bir cesaret işi....
Elin bilmemneyi ile gerdeğe girenlere rağmen !!!

14 Mayıs 2016 Cumartesi

Türk modeli başkanlık

Hakkınızı helal edin ; biraz uzun bir açıklama olacak kendimce.......
İş aslında neye benziyor biliyor musunuz ?
Takım elbisenin altına kösele giyemediği halde ;zorunluluktan giyip sıkıntı çeken birinin MODA sayesinde takım elbise altına kauçuk tabanlı ayakkabı giymesine benziyor....
Çünkü MODA üreticileri bunu uygun görüyor ; görmeden önce de değişiklik mümkün değil ...
Ya da tam tersi ; yakışmadığı halde ,aynaya baksa "tüüüü" ulan denecek haline sırf MODA diye yakışmayan bir kıyafet giymek smile ifade simgesi
Elalem ne der sonra smile ifade simgesi
Peki neden mevcut sistem devam etsin?
mevcut sistemin sıkıntıları neler ?
asıl tartışılması gerekenin bu olduğu anlaşılırsa mantık olarak sıkıntılı bir durumun berterafı için faaliyet planı ortaya çıkacaktır....
ister kabul edin ister etmeyin ama Dünyanın başarılı ülkelerinin yönetim biçimlerine baktığınızda hiç birinde tarih,kültür,yerel özellikler dışlanmamakla birlikte ;
süreklilik ve sistem olmazsa olmazı....
Ve genel ve yerel yönetimlere de yansıması gereken ve tümleşmesi gereken sistemler sayesinde dişliler arasında çalışmayan şanzuman sorunu olmadan önce kendini belli edecektir.
Mevcut toplama sistemin başarılı olamamasının sebeplerinden biri de bu değil mi ?
Ayrıca direnilmesi gereken NEDEN TOPLAMA SİSTEM ?olmalı değil mi ?
gerek jeopolitik,gerek tarihsel birikim,gerek etnik birliktelik ve kültürel mirasımızla genetiğimize uygun ve FRENLEMEYECEK bir sistem çalışması niçin kötü olabilir ki?
Gören duyan da ABS yi icat ettiğimizi zanneder smile ifade simgesi
Elin kullanmadığı sistemi iyi diye kullanıyoruz işte... smile ifade simgesi
Cumhuriyetin kuruluşunu Batı tipi bir medeniyet hedefiyle gerçekleştirdik. Batı tipi devlet o günün anlayışıyla ulus devletin üzerine oturuyordu. Ulus devlet ise etnisite gerektiriyordu. Bu etnisiteye dayanmak dışlayıcılığı ortaya çıkarıyordu. Aydınlanmacı ulus devlet anlayışı inanç değerlerini önemsizleştirdi. 1921'den sonraki anayasalar sadece etnik anlamda değil, inanç ve kültür değerleri anlamında da dışlayıcı anayasalardı.
Tıkanan her durumda ya Laiklik ya da İrtica ortaya niçin atılıyor ? Başarıya gidilen yol veya dönemlerde neden birileri sistemin boşluğundan faydalanıp sisteme el koyabiliyor, kamuda işler neden tuhaf bürokratik engellere takılıyor,
anarşistler neden kahraman ilan ediliyor ; Anarşistlerin kısıtladığı hayatlardan neden bahsedilmiyor idi frown ifade simgesi
Bakın aşağıda makul bir özet var......
isimleri azıcık unutun;
önyargılardan kurtulun ; sisteme bir bakın.....fayda mı zarar mı ? ne tartışılabilir asıl üzerinde konuşulması gereken bu.......
Yasama sizce görevini yapabiliyor mu ?
Yapabilse istediği kanunu niçin çıkaramıyor?
Kanun ile ilgili komisyonlar neden tıkanıyor ?
Yürütme ise yasamanın kanunlarını ne şekilde uygulayabiliyor..
Yargıda ise keyfi müdaheleler yok mu?
Hele hele bir de PARALEL ile birlikte ; üzerine MUHALEFET te tuz biber...;
Kuvvetler ayrılığı ilkesi ; gizli kapılar ardında Kuvvetler birleşmesine ve KASET pazarlıklarına girmiyor mu smile ifade simgesi
Modellere bakıldığında bariz olan ;
Devlet başkanı doğrudan halk tarafından seçilir.
Yürütme organı tek kişiden meydana gelir.
Yürütme yasamanın güvenine dayanmaz.
Ayrıca;
Yürütme yasamayı feshedemez.
Yürütme organında görev alan bir kişi aynı anda yasamada da görev alamaz.
Başkan, yasama organının çalışmasına katılamaz.
Toplum olarak her dönem ve her an birinin konuşmasını ve peşinden gitmeyi benimsemiş olan bu millet; maalesef ve maalesef özellikle 2002 den beri söylenen her icraata karşı çıkan muhalif liderlerin sözlerine alkış tutmakta...Örneğin Başkanlık....; ""Başkan yaptırmayacağız"" ile ""Başkanlık sistemine hayır""
çok farklı,ve enteresan olan da BAŞKANLIK nedir? ve başarılı ülkelerde nasıl uygulanıyor bilmeden,düşünmeden,negatif ve pozitif yönleri incelenmeden sadece
BAŞKAN YAPTIRMAYACAĞIZ cümlesi etrafında toplanmak bana göre saçmalık...
Ve bu cümleyi dile getirenlerin etrafındaki kitle de alkış tutuyor...
Mantık olarak ta alkış tutanlar dile getireni LİDER olarak kabul ediyorlarsa, zaten her yerde başkanlık var........
kurgulanması gereken orta fayda ;
Ayrıca"" İnna lillahi ve inna ileyhi raciun"
"Şüphesiz Biz Allah’tan Geldik ve Şüphesiz Dönüşümüz O’nadır" ..
Muhim olan DEVLET in devamlılığı değil mi?
OLMAZ,OLAMAZ,İZİN VERMEYİZ,KAN DÖKMENİZ LAZIM gibi salak saçma açıklamalarla kitle galeyana getirilemez..
Bunları çok yaşadık ; ve Artık zaman kaybına tahammül olmamalı..
Muhalefetin bir önerisi var ise ; şikayet değil , ya da beni seçerseniz söylerim tarzında değil ; Ülkeyi düşünüyorsa makul ve aidiet duygusu içinde hareket etmeli;
Aksi HAİNLİK ve ŞEREFSİZLİKTİR...
uzattım belki ama bakın aşağıda bir kaç maddede açıklama mevcut... (aşağıdaki maddeler kısmen alıntıdır)
-Türkiye'nin tarih boyunca başkanlık geleneği var. Yerelimize bakın, mahalle muhtarı, belediye başkanı, kalkınma bölgeleri... Anadolu insanında da başkanla sorun çözme kültürü var. hatta okulda sınıf başkanlığı ile başlamıyor mu ?
-Meclis şu an tamamen yürütmenin kontrolünde çünkü milletvekilleri güçsüz durumda. Grup başkan vekilleri ne derse onu yapıyorlar. Oysa Başkanlık sis teminde, hele de dar bölge sistemi ve geri çağırma yetkisi getirilirse milletvekilleri daha fazla sorumlu luk üstlenir.
-Denge ve denetleme meselelerinde de başkanlık sisteminin üstünlüğü var. Meclisin görevi hükümeti denetlemektir. Parlamento çoğunluğunu oluşturan parti içinden çıkmış bir hükümetin kendi parlamen terlerini objektif bir şekilde denetlemesi mümkün değildir.
-Başkanlık sisteminin en önemli özelliklerinden biri başkanın kanun teklifi verme hakkı olmaması. Obama 7 yıl boyunca bireysel silahsızlanmanın daraltılması için müthiş çabalar harcadı ama kabul etmediler. Bu da katı kuvvetler ayrılığı sisteminin getirdiği bir şeydi. Yani başkanlık sisteminde baş kanın parlamento çoğunluğunu şimdiki başbakanın kontrol ettiği gibi kontrol etme ihtimali son derece düşüktür.
-Başkanlık sisteminde halk, hem yürütmeyi hem de meclisi belirler. Hükümet ve koalisyon derdi olmaz. Kriz çıktığında da halka gidilirse milli egemenlik her aşamada devreye sokulmuş olur.
-Başkanlık sisteminde Bakanlar Meclis'ten değil, dışarıdan seçilir. Dola yısıyla en iyisini seçme imkânına sahip olursunuz.
-Şu anki sistemde siyasi partiler sadece seçim çalışması yapmaya odak lılar. Oysa gerçek anlamda toplumun ihtiyaçlarını siyasete dönüştürmenin aracına dönüşmeliler. Baş kanlık sistemi bu imkânı getirecek.
-Mevcut düzende bütçe kontrolü meclise hükümetin kontrolünde geliyor. Uygulamayı da hükümet yapıyor. Başkanlık sisteminde ise bütçeyi gerçekten meclis yapıyor. Çatır çatır da hesabını soruyor