28 Kasım 2020 Cumartesi

Covid-19 kodamanların hilesidir

 Özellikle yabancı menşeili olup, 

Türkiye’de frenchise olarak faaliyette bulunan holdinglere ait fast food, cafe,Restaurant,coffee tarzı hiç bir işletmenin maske mesafe hijyen ve kısıtlama kurallarına uyup uymadığı konusunda bir denetime tabi olduklarını ben nedense hiç tv ya da medyada görmedim. 


Hatta kameralar önünde Vali Kaymakam Zabıta eşliğinde “denetim yapıyoruz” şeklindeki paylaşımlarda da görmedim. 


Kebapçı Ali,Tatlıcı Veli,Dönerci Halil ağabeyleri denetliyor hatta ceza kesiyorlar da ,


AVM ler food courtlar dahil bu gibi işletmelere denetim yapılıyorsa azcık sosyal medyada paylaşsalar da görsek !!!


Bu konunun siyasi bir paylaşım olmaması için uğraştım ama sormadan edemeyeceğim ;


Genellikle Kebapçı Ali,Tatlıcı Veli,Dönerci Halil Cumhur ittifakına oy veriyor ise , 

AVM ler food courtlar dahil bahse konu olan frenchise işletmerin holdingleri de %99 muhalefete veriyor ise ,


Şu anki durum pandemi önlemi mi ?

Oy kaybı mı?


Filim kurulu işi bunlar ,,


Az daha devam edeyim ;


Kodaman frenchise fast food ete bozulmasın diye Amonyum Sülfat renk versin diye de Carminic Acid katıyor


Kebabçı Ali tuz ve biber ama en fazla pandemi denetimi ve yasak Kebabçı Ali’ye 


Kodaman frenchise fast food ekmeğe yumuşaklık vermesi için bir Aminoasit olan Sistin L katıyor,


Ekmekçi Veli maya, ama en fazla pandemi denetimi ve yasak Ekmekçi Veli’ye 


Kodaman frenchise fast food tatlıya glikoz katıyor ,


Tatlıcı Halil pancar şekeri ama en fazla pandemi denetimi ve yasak Tatlıcı Halil e 


Pandemi önlemleri eşit mi?


Geçtik pandemiyi 

Obezite damar tıkanıklığı varis kanser kovid-19 dan daha tehlikeli değil mi?

Yapılandırılmış korku

 Toplumsal algı oluşturmanın en önemli ayağı perdeli yazılı sözlü görsel medyadır. 


Çağımız şimdi Bilişim ya da digital çağ belki adına ne derseniz deyin ,,


Ancak 50-100-200 yıl önce de aynıydı ama bu kadar kısa sürede algı yaymak işte bilişim veya digital çağ ile mümkün oldu. 


Öööönce dedikodu idi,

dedikodu sonraları matbaanın icadıyla gazete oldu,dedikodu sonra radyo oldu sonra sinema oldu sonra Tv oldu sonra internet oldu,hepsi medya ve sektör oldu ...


Mesela;

Sinemada medyada işlenen kıyamet senaryolarının da etkisiyle insanlar, çok düşük,çok uzak ihtimal olaylar nedeniyle ölüm korkusu yaşıyor. 


Nasılsa “her nefis ölümü tadacak” ama nefisler zayıf olunca bu tip korkularla farklı yönlere çekilmekte. 


Örneğin Hollywood un büyük etkisiyle köpek balığı saldırısında ölmek ABD ya da Avustralya’da en çok rastlanılan bir korku. 


Fakat gel görelim ki ,

Dünyada köpek balığı saldırısı nedeniyle ölümler yılda sadece ve sadece 5 -10 kişi. 


Ve her köpekbalığı da saldırgan değil. Ancak geneli korkunç ve saldırgan katil oldu çıktı 


Yani köpekbalığı saldırısında ölme ihtimaliniz 0,0000000007 


Bunun adı "yapılandırılmış korku" 


Çok ilginçtir ,

Rakamlara bakıldığı zaman İnekler, dünyada köpek balıklarından daha fazla insan öldürüyor ,hatta çatıdan okey masasına dahi düşen yerler var 😊


Kovid konusu da tam anlamıyla böyle,ve Kovidin oluşturulduğu “yapılandırılmış korku”nedense insanlarda bir HİV,bir Aids,bir Kanser gibi oranları çoooook daha yüksek olan hastalıklardan korkmuyor?


Sahi yavf ,

Siz hiç Aids tehlikeli ve ölümcül bir hastalık ,sebeplerden ızak durun diye çekilen bir film gördünüz mü?


Ben hatırlıyorum “Philedelphia”adlı bir film vardı ve oscar almıştı. 


Konusuna bir göz attığınızda dahi pazarlamayı göreceksiniz;


kısaca imdb ne diyor;


“Eşcinsel ve işinde başarılı bir avukat bir gün AIDS virüsü taşıdığı fark edilip, çok geçmeden çalıştığı hukuk bürosundaki işine de sudan bir sebepten dolayı son verilir. Şirketin patronu ile arasının çok iyi olmasından dolayı buna çok şaşıran avukat, şirketi ve patronu aleyhine dava açmaya karar verir. Böylece AIDS kurbanı bir insanın toplum içindeki yerini sorgulayan bir dava da başlamış olur”


Yok yavf !😡


Bakın nasıl da masum gösteriyor ama hastalığın sebeplerine girmiyor bile. 


Lan kurban olmadan neden düşünmemiş ?

—————


Aids ile ilgili filmler Aids toplum sağlığına tehdit değil mesajı verir iken,virüs ile ilgili lan griple bile dünyanın sonunun geldiği film çok ?


Neyse ...

13 Ağustos 2020 Perşembe

Mitolojik sapkınlar

 Yunanın sahiden babası belli değilmiş 🤪


Yunan medyası ve siyasileri;

Türkiye nin hamlelerine “bize artık Minos ta Poseidon da yardım etmiyor”diyorlar. 🤪


Hatta daha ileri gidip Minos tan Poseidon dan medet ummak aptallık demeye başlamışlar 🤪


Laiklik gidiyeaaah 🤪🤪🤣🤣


Ulan bunların tanrıları birbirini düzmüş,biri diğerinin avradını götürmüş ,🤪


İçimizdeki Yunanlar da aynen böyle işte !!!“Damızlık erkek”talebi olan ittihatçıları sapkınları yazıyı okudukça daha iyi anlayacaksınız 😡


Özellikle İSLAM ı silmek isteyenler, akabinde 2.dünya savaşı sonrası ülkeyi Yunanla aynı hizaya getirmek isteyenler ülkeyi toplumu peşkeş çekenler kimlerdi ,eğitimden toplum yapısına kalkınmanın sadece LİBİDO ve ENDORFİN den ibaret olduğunu zannedenler elbette İSLAM ı kötüleyecekler. 


Şimdi BİZ mi yobazız ,ONLAR mı ?


Bunlara pandemi yardımı mahiyetinde şişme keçi yollasak inanın en büyük Türkiye diye sokaklara dökülürler 🤪


Allah ın ayetleri haşa uydurma ama aşağıdakiler gerçek tövbe estağfirullah 


Aha da hikaye şu ;😊


Mitolojiye göre Kral Minos, kutsal bir soydan gelmektedir, bizzat tanrıların kralı Zeus tarafından taçlandırılmıştır. Zeus, Fenike’de Fenike kralı Agenor un kızı Europa ile karşılaşır. Deniz kıyısında arkadaşlarıyla birlikte çiçek toplamakta olan kıza aşık olur Zeus. Ona yaklaşmak için kendisini genç, güzel, sevimli bir boğaya dönüştürür. 


Hiçbir şeyden şüphelenmeyen prenses, boğanın üstüne oturur, boğa derhal denize dalar ve onu Girit’e getirir. Europa, Zeusla beraberliğinden ona üç oğlan verir. Minos, Rhadamanthys ve Sarpedon. Sonuçta, Europa, Girit kralı Asterios ile evlenir ve onun ölümünden sonra oğulları Minos, her dokuz yılda bir babası Zeus tarafından kendisine verilen talimatlara göre, Girit tahtını yönetir.

Minos, Helios (Güneşi her gün yürüten Tanrı) ile Peri Crete (Girit) nin kızları Pasiphae ile evlenir, dört erkek ve dört kız çocukları olur. 


Minos, Poseidon’a bir kurban sunmayı ister ve Tanrıdan kendisine uygun bir kurbanlık vermesini ister. Poseidon ona denizden çok güzel bir beyaz boğa gönderir. Fakat Minos boğayı kendine alıkoyar ve yerine bir başka kurban keser. Böylece Tanrının gazabı üstüne çöker ve Tanrı, onu cezalandırmak için, kraliçede boğayla sevişme arzusu yaratır.


O günlerde, Minos’un sarayında çok zeki bir mühendis yaşamaktadır. Daidalos, bir inek maketi yapar ve kraliçeyi onun içine saklar, Kraliçe böylece boğayla sevişme arzusunu tatmin eder. Bu birleşmeden, insan vücutlu, boğa başlı bir canavar doğar. Bu canavar, Minatour, Daidalos’un onun için inşa ettiği karmaşık bir yapı olan, ünlü Labirentte yaşar.


Yunan hayvanoğluhayvan mı değil mi 🤪

Zina suç mu değil mi

 •TCK 765 sayılı kanun 440.madde 

“Zina eden karı hakkında altı aydan üç seneye kadar hapis cezası tertip olunur. Karının evli olduğunu bilerek bu fiilde ortak olan kimse hakkında da aynı ceza hükmolunur.”


•TCK 765 sayılı kanun 441.madde

“Karısiyle birlikte ikamet etmekte olduğu hanede, yahut herkesce bilinecek surette başka yerde karı koca gibi geçinmek için nikahsız kadın tutmakta olan koca hakkında üç aydan otuz aya kadar hapis cezası hüküm olunur.”


Cmuk a göre de 5 yılın altı olduğu için denetimli serbestlik ya da para cezası 


Bitti. 


Yürürlükte olsa idi böyle. 


Laga luga yapanlar için bir açıklama;


🚦“27.12.1997 tarihinde Anayasa Mahkemesinin 23.9.1996 tarih ve 1996/15 esas ve 1996/34 karar numaralı kararı gereğince evli erkeğin zinasını öngören TCK.nun 441. maddesinin iptal edildiği ve yürürlükten kalkmıştır”


Bitti ,,,


merak edenler AYM ye sorsun !!!


hukuken bu cezalar olsa dahi bir şerefsizin fahişeye metresine bir kahpenin dümbüğüne tokmakçısına verdiği paradan daha da az cezası. 


💊Cezası en az 25 yıl ve infazsız olsun diye dillendirsek bakın kaç kişi destek verip kaç kişi olur mu yahu der !!!


İsterseniz deneyelim !

—————

🎯İnsan olup İman eden için durum ne ?


Zina ile ilgili birkaç âyet-i kerime meali:


(Zinaya yaklaşmayın! O; hayasızlık, çirkin, aşağı bir iş, kötü bir yoldur.) [İsra 32]


(Müminlere söyle, harama bakmasınlar ve avret yerlerini haramdan korusunlar!) [Nur 31, 32]


(Müminler, namazlarını huşu içinde kılar, boş, lüzumsuz şeylerden yüz çevirir, zekatlarını verir, iffetlerini korur, emanet ve ahidlerine riayet ederler.) [Müminun 1-8]


(Fuhşun açığına da, gizlisine de yaklaşmayın!) [Enam 151]


Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:


(Allah indinde zinadan büyük günah yoktur.) [R. Nasıhin]


(Sizin için en çok korktuğum şey zinadır.) [Taberani]


(Zina etmeyin, kadınlarınızın cazibesi [güzelliği, çekiciliği, albenisi] ve sevgisi gider, soğukluk başlar.) [İ. Neccar]


(Rüyamda, heladaki necaset gibi pis kokan kimseler gördüm. Sonradan bunların zina edenler olduğunu öğrendim.) [İ.Hibban]


(Zina fakirliğe yol açar.) [Beyheki]


(Gençliğini zinadan koruyan [mümin] Cennete girer.) [Beyheki]


(Bir kadın, beş vakit namazını kılar, namusunu korur, kocası ile iyi geçinirse, dilediği kapıdan Cennete girer.) [İbni Hibban]


(Bir yerde, zina ve riba çoğalırsa, o yerin halkı, belaya maruz kalır.) [Hakim]


(Zina fakirlik getirir.) [Buhari]


(Zinaya devam eden, putperest gibidir.) [Harâiti]


(Zina edenin yüzü Cehennemde ateşle yanar.) [Taberani]


(Yedi kat gök ve yer, zina eden ihtiyarlara devamlı lanet eder.) [Bezzar]


(Zina edenlerin avretlerinin kokusu, bütün Cehennem halkına eza verir.) [Bezzar]


(Kötü kadınlar, çoğalıp, zina toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş bulaşıcı hastalıklara maruz kalır) [Beyheki]


(Bir facire [kötü] kadının fücuru [kötülüğü] bin erkeğin fücuru gibi ve bir iyi kadının iyiliği, yetmiş sıddıkın iyiliği gibidir.) [Ebu Nuaym]


(Namusunuzu koruyun, zina etmeyin! Namusunu koruyana Cennet vardır.) [Hakim]


(Kötülükten korunmak için, nikahlı yaşayın ve iffetli olun!) [İbni Asakir]


(Onun bunun karısını, kızını ayartan bizden değildir.) [İ. Ahmed]


(Zina eden, aynı şeye maruz kalır.) [İ.Neccar]


🔥Yani cezası hem bu dünyada hem ahirette CEHENNEM !!!

2 Aralık 2019 Pazartesi

Schindler s List ....

Schindler in listesi diye bir film vardı ,,,
Etkileyici ve kendi fabrikasında 1,100 yahudiyi ölümden Nazi zulmünden kurtaran adamın hikayesi idi...
ve "and The Oscar goes the Schindler List " olmuştu
Sadece 2012 yılından beri Türkiye Cumhuriyeti nin kurtardığı CAN sayısı ile kıyaslanamaz dahi ama elemanlar ER Ryan ı kurtamak ile dahi Dünyada nasıl bir algı oluşturdular ...
Aslında Oskar Schindler in gerçek hikayesi de değilmiş bu film, aynen Er Ryan diye birinin de olmadığı gibi....
Bilgi kurcalarken Önder Özdemir in bununla ilgili makalesinden enteresan bir takım notlar gördüm ;
Aşağıdaki firmalar 1939-1945 yılları arasında milyonlarca köle işçi çalıştıran yüzlerce fabrikadan bazıları ,,,içinde Dünya devi olmayan var mı ?
Makaleden alıntı ;
Almanya`da 1939-1945 yılları arasında tarihteki en büyük köle işçi sistemini oluşturmuştur. Bu dönemde 12 milyondan fazla yabancı sivil işçi, toplama kampı tutsakları,savaş esirleri çok zor koşullarda zorla çalıştırılmıştır. Çalışma koşulları, açlık, hastalık, fabrikalardaki kimyasallar nedeni ile bu köle işçilerin yaklaşık yüzde 25`i ölmüş ve bu sayı savaşın sivil kayıpları hanesine yazılmıştır.
1944 Ağustos ayı en yüksek sayıda (6 milyon ) köle işçi çalıştırıldığı dönem olmuş. Bu sayının üçte biri kadın idi ve çocuklarını kamplarda doğurmak zorunda kalmışlardır. 1944 yılında 2 milyon savaş esiri Alman ekonomisinde köle işçi olarak çalışıyordu. İşgal edilen ülkelerdeki halk, Alman ekonomisi için bedava işçi deposu idi.
Alman işadamları, bir taraftan Hitler`in partisine milyonlarca Reich Mark bağış yaparken, diğer taraftan Hitler de onlara köle işçi sunuyordu
– Daimler-Benz AG Untertürkheim (Stuttgart-Untertürkheim)
– Daimler-Benz Motoren GmbH Obrigheim (Obrigheim)
– Daimler-Benz-Motoren GmbH Genshagen (Ludwigsfelde-Genshagen)
– Siemens-Schuckertwerke AG Berlin (Berlin-Siemensstadt)
– Siemens-Bauunion Kraków-Prokocim (Kraków-Prokocim)
– Siemens-Bauunion Leitmeritz (Litomerice)
-Siemens & Halske AG Fürstenberg/Havel
-Siemens AG Berlin
-Siemens AG KZ Groß Rosen
-Siemens-Schuckertwerke AG Berlin
-Siemens-Schuckertwerke AG Nürnberg
-Škoda Pilsen
– August-Thyssen-Hütte AG Duisburg (Duisburg)
– Friedrich Krupp AG Essen (Essen) – Tysenn ve Krupp bugün hala Almanya`nın güçlü gruplarıdır. Türkiye`de bile yürüyen merdivenlerin çoğunda Tysenn-Krupp markasını görebilirsiniz
– I.G. Farbenindustrie AG Ludwigshafen
– I.G. Farbenindustrie AG Frankfurt-Höchst (Frankfurt-Höchst)
– Dynamit Nobel AG Allendorf (Stadtallendorf)
– BMW-Flugmotorenwerke GmbH Eisenach (Eisenach-Dürrerhof)
– BMW-Flugmotorenwerke Brandenburg GmbH Basdorf (Wandlitz-Basdorf )
– Pertrix Chemische Fabrik AG Berlin-Niederschöneweide (Berlin-Niederschöneweide) – Petrix BMW`nin o dönem küçük ortağı ama daha sonra tek sahibi olacak Quandt ailesinin asıl sermaye birikimini sağlayacak fabrikasıdır. Bu konudaki "Quandt Ailesi`nin Sessizliği" belgeselini sinematek.tv sitesinden izlemenizi öneririm.
– Telefunken Gmbh Mährisch Weißwasser (Bílá Voda)
– Telefunken Gesellschaft für drahtlose Telegraphie m.b.H Lodsch
– Telefunken Gmbh Berlin-Moabit (Berlin-Moabit)
-Telefunken Gesellschaft für drahtlose Telegraphie m.b.H. Lodsch
-Telefunken Gesellschaft für drahtlose Telegraphie m.b.H. Minsk
-Philips AG Warschau
-Philips Vught
-Volkswagenwerk AG Wolfsburg
– AEG Glatz (Kłodzko)
– AEG Hennigsdorf (Hennigsdorf)
– AEG KWO Berlin-Oberschöneweide (Berlin-Oberschöneweide)
-Deutsche Lufthansa AG Prag-Holešovice
Şartlar değişse de ,Sermaye,Siyonizm,Emperyalizm nasıl çalışıyor güzel bir cevap olması açısından kayda değer gördüğüm için paylaşıyorum ,,,,
Bu Siyonist Sermayeler, işte günümüzde de ülkelere,
o ülkelerdeki işbirlikçileri ile birlikte darbe teşebbüsleri, ayaklanma ya da kalkışmalarla el koyuyor,koymak istiyor ...

20 Haziran 2019 Perşembe

asıl TARİKATLER

Daha önce defalarca yazdım ,
Özellikle ülkemizde yıllardır Tarikat Cemaat adı altında maalesef İslam ile özdeşleştirilen inkarcı Nifak müessesesi bölücü küffar organizasyonların tamamı bunları yöneten asıl TARİKATLERİN kollarıdır ...
Sıkıntının ana kaynağı da maalesef Nefsi arzularına ve Dünyalıklara tamah edenleri çabuk tavlayabilmeleridir...Çünkü tavlananlar maalesef öğrenmeye değil ,duyduğuna inananlar !!!
Şimdi ülkemizden bölgemize,çevremize yaşananları da gözünüzün önüne getirin lütfen ,,,
İSLAM ın men ettiği her tür ifa,özellikle İmansız KAPİTALİSTLER için bu TARİKATLER ile birlikte toplum mühendisliği de kullanılarak bireylere ve topluma empoze edilmektedir.
Hayatın her alanında ,faizden teröre,hainlikten anarşizme, Tacizden fuhşiyata ,İçkiden kumara,Edepsizlikten modaya empoze edecekler ki Dünyada yük tutmaya devam etsinler...
Defalarca yazdığım ne idi?
SOROS,ZİONİSM,EVANGELİSM,HÜR VE KABUL EDİLMİŞ MASONLAR (free and accepted mason lodge) ,İLLUMİNATİ SKULLS AND BONES ,CLUP BİLDERBERG ,TRİLATERAL, THE PRİORY OF SİON ,THULE SOCİETY ,OPUS DEİ ,SONS OF LİBERTY ,BOHEMİAN GROVE ,P.E.O SİSTERHOOD ,THE ANCIENT ORDER OF HIBERNIANS,NATIONAL GRANGE ,KNGİHT OF COLUMBUS ,KNİGHT OF PYTHİAS,WOODMEN vs vs vs
Bunlar Dünyanın en tehlikeli TARİKATLERİ !!!
Ancak rahatlıkla toplantılar yapıp kararlar alabilmekte ve sorunu oluşturup ülkelerde yerleştirdikleri kollarıyla da sorunu yaymaktalar ...
Özellikle yukarıda saydığım örgütler içinde Bilderberg ve Trilateral örgütleriyle ilgili daha 10 gün önce Dünyanın gözü önünde bir toplantı yapıldı ....
Bununla ilgili Banu Avar ın aşağıdaki yazısını da okumanız konuyu daha da pekiştirecektir....
Belki o vakit ZİLLETİN kimin kolu olduğu anlaşılacaktır.
ZİLLET kimlerle birlikte anlaşılacaktır...
""Masonik Bilderberg Grubu yine toplandı. Bu yıl toplantı İsviçre Montrö’de ve 2 haziranda sonlanacak.Küresel çete ve memurları ve her ülkeden ilerde işe yarayacağını düşündükleri isimlerin toplamı 130 kişi
Amerikalı konuklar arasında, Başkan Donald Trump'ın damadı Jared Kushner, Microsoft Yönetim Kurulu Başkanı Satya Nadella, Google'ın eski başkanı Pentagon danışmanlarından Eric Schmidt, Paypal'ın milyarder kurucusu Peter Thiel ve eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger var.
Konular arasında Çin, Rusya, Avrupa, Brexit yanısıra , yapay zeka ve uzayın önemi ve siber tehditler gibi başlıklar görülüyor. En ilgi çekici başlıksa. “Kapitalizmin geleceği”...
*Bu masonik toplantıya Türkiye’den bu yıl katılanlara gelince Ömer Koç yine davetliler arasında. Columbia Üniversitesi mezunu Ömer Koç, Koç Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı. Mustafa Koç’un ölümüne kadar Tüpraş Yönetim Kurulu Üyesiydi. Küresel elitin yakından tanıdığı bir isim.
*Ünal Çeviköz, ikinci isim. Emekli büyükelçi. CHP 27. Dönem İstanbul milletvekili.
Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Türk grubu üyesi 1994 yılında NATO’nun Moskova’daki Enformasyon Bürosu’nu açmakla görevlendirildi. Bunu müteakip NATO-Rusya Kurucu Senedi’ni hazırladı 2009 yılında Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokolleri hazırlamıştı.
*Evren Balta, Özyeğin üniversitesinde siyaset bilimi öğretiyor.
‘Küresel Diyalogda Rusya Programı’nda araştırmacı ve New York Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Programında (2017-2018, New York, ABD) Fulbright desteği ile misafir öğretim üyesi olarak bulundu .
*Selva Demiralp de Koç üniversitesinde bir akademisyen. Kaliforniya Üniversitesi’nde ekonomi lisansı ve doktorası var. 2000-2005 yillari arasinda fed'de (Amerikan’ın küresel çete bankası) çalıştı ve Koc Üniversitesinde doçent olarak çalışmakta.
*Metin Sitti de akademisyen. Max Planck Enstitüsü’nde direktörlük görevine getirilen ilk Türk ünvanını taşıyor. Doktorasını Tokyo üniversitesi’nden almış.
Bilderbergciler bu yıl bu beş ismi davete değer bulmuşlar. Bilderberg ismini hiç duymayanlar için şu bilgilere kenara not düşelim:
Bu "CEMAAT" 1920’lerden beri dünyanın geleceğine el koyuyor.. Küresel çete dünyadaki tüm sermayenin yüzde 65’ini elinde tutuyor ve ve tüm ülkelerde GİZLİ gündemlerini uygulamak için ÖRÜMCEK AĞLARI örgütlüyor..
CFR (Dış İlişkiler Konseyi), Trileteral ve BİLDERBERG her yıl gizli toplantılarla dünyanın en güçlü 100 küsur kişisini bir yerde topluyor ve hepimizi etkileyecek kararlar alıyor..
Bilderberg’in kurucusu Hollanda Prensi Bernard ve sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger’di.
Retinger Bilderberg kurallarını anlatırken “Batı’nın etik ve kültürel değerlerini paylaşmayı ve savunmayı’ şart koşmuştu.. Katılımcılar finans baronları, işadamları, siyasiler, ticari örgütler, diplomatlar ve medya mensuplarından oluşacaktı…
Erol Bilbilik, ‘Bilderberg aslında Amerikan sermayesinin ve elitinin, CIA’in Avrupa ayağıdır.’ der. Bu masonik gizli teşkilatın ülkelerin kaderleriyle ilgili çok gizli kararlar aldığını Türkiye’nin kaderinin de bu toplantılarda tayin edildiğini anlatır. (Dünyayı yöneten gizli örgütler- Erol Bilbilik)
‘Türkiye’yi uzun dönem yöneten pek çok kişi Bilderberg üyesi olarak kalmıştır. 1950’li yıllardan sonra pek çok iç ve dış politikayı Türkler değil, Bilderberg, CFR ve Trilateral Komisyon Üyeleri belirlemiştir.’
Süleyman Demirel Cumhurbaşkanlığı’na, Bülent Ecevit ve Mesut Yılmaz ise Başbakanlığa Bilderberg toplantıları sonrasında yürümüştür…
Derin dünya olaylarının şifrelerini istiyorsanız, Bilderberg toplantılarına ve katılanlara ve sonrasındaki beyanlarına bakınız.
Bilderberg’in Türkiye sorumlusu Henry Kissinger idi. .. Koç Holding yönetim kurulu başkanı Mustafa Koç vefatına kadar her toplantıya katıldı. Ali Babacan uzun yıllar toplantıların müdavimiydi. CHP’den Faik Öztrak ve CHP eski milletvekili, Cumhurbaşkanı Gül’ün danışmanı Zeynep Damla Gürel katılımcı olmuştu.
Son 10 yıldır ‘küresel cemaat toplantılarına’ katılan gazeteci ve akademisyenler arasında Sedat Ergin, Nuri Çolakoğlu, Hasan Cemal, Soli Özel Ruşen Çakır, Cengiz Çandar, Zeynep Göğüş, Fehmi Koru, Sami Kohen Fuat Keyman ve Enis Berberoğlu gibi isimlere rastlanmaktadır.. Bu yıl ilginçtir gazeteci davet edilmemiştir.
Türkiye’ye biçilen ‘rol’ için ‘Türk’ Bilderberg ‘severlerin’ beyanlarındaki satır aralarını takip etmenizi öneririz.

14 Ocak 2019 Pazartesi

İttihak ve Terakki tarikatı

Aşağıdaki makale bir alıntı olup , İttihak ve Terakki mirasçılarının fikirlerini NET bir şekilde ortaya koymaktadır....
Paragraf paragraf okuyup tezatları da,mankurtluğu da müstemlekeliği de,mandalığı da göreceksiniz eminim ...
Akabinde günümüze bir bakacaksınız ...
Kıyas yapacaksınız..
1889 dan 1918 Eylül e ,
akabinde 1922 Mudanya ya ,
sonasında 1949 a kadar
devamında 1960-1972-1980-1997-2007-2013-2018 bir de lütfen bir kronolojiye bakmanızı tavsiye ederim....
Boşluk doldurursunuz.....
Görürseniz ne âla ,
Göremezseniz vay halimize...
""1900’lü yılların başı; yani Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılma dönemi içerisinde Türk tarihi için çok önemli yer turan İttihat ve Terakki Fırkası, 1889 yılında kurulmuştur. İdeoloji olarak Türkçülüğü benimsemiş olan bu cemiyet; 1850’lerden itibaren varlık gösteren Genç Osmanlılar, diğer ismiyle Jön Türkler isimli oluşumun devamıdır ve yasalara uygun olarak boy göstermiş halidir.
İttihat ve Terakki Cemiyet, 1889 yılında kurulmasına rağmen; 1908-1918 yılları arasına denk gelen 2. Meşrutiyet döneminde siyasi iktidarı elde edebilmiştir. 1889-1912 arasında ise aynı fikirde olan gençlerin bir araya gelerek oluşturduğu gizli bir teşkilat olarak büyümüştür.
İttihat ve Terakki Cemiyetinin temellerinin atıldığı yer Askeri Tıbbiye Mektebidir. İlk aldığı isim de İttihad*ı Osmani’dir. İskelet halindeyken bu oluşumda bulunan hepimizin bildiği bazı tarihi şahsiyetler şunlardır: Abdullah Cevdet, İbrahim Temo, İshak Sükuti, Çerkes Mehmed Reşit, Konyalı Hikmet Emin Bey, Cevdet Osman, Kerim Sebati, Hüseyinzade Ali Bey, Selanikli Nazım Bey, Mekkeli Sabri Bey, Giritli Şefik, Şerafettin Mağmumi.
O zamanlar genç birer öğrenci olan bu şahsiyetleri bir araya getiren şey ise; devletin girdiği buhran, bundan sorumlu tutulan 2. Abdulhamit yönetimi ve Kanuni Esasi’nin yeniden yürürlüğe konması isteği idi.
Bu amaca bağlanarak çalışmalarını sürdüren İttihat ve Terakki Cemiyeti kısa sürede büyüdü; Avrupa’ya yerleşmiş olan Osmanlı aydınlarıyla iletişim imkanı buldu ve bir süre sonra da 2.Abdulhamit yönetimini tehdit edebilecek güce geldi. Arada yaşanan birçok tutuklamadan, ayaklanmadan ve hatta kanlı çatışmadan sonra 31 Mart Vakası olarak bilinen olay gerçekleşti ve 24 Temmuz 1908’de Kanuni Esasi tekrar yürürlüğe girdi.
Sonrasında yasal bir siyasi partiye dönüşen cemiyet; ülke yönetiminde ciddi söz sahibi oldu. Ardından da 1909’da gazeteci Hasan Fehmi Bey’in Galata Köprüsü üzerinde ayaklanması üzerine 2. Abdulhamit tahttan indirildi ve yerine kukla olarak V.Mehmet Reşat getirilerek devlet yönetimi tamamen ele alındı.
İlerleyen yıllarda aşırı büyümeye bağlı olarak kendi içindeki birliği korumakta zorluk çekmeye başlayan İttihat ve Terakki Fırkası; 1. Dünya Savaşı’nın da kaybeidlmesiyle resmen dağıldı fakat bireylerinin taşıdığı fikirler asla ölmedi. Mustafa Kemal başta olmak üzere milli mücadelenin birçok ileri gelenlerinde İttihat ve Terakki geçmişi taşıyan birçok kişi olmuştur ve cemiyetin dağılmasına rağmen mücadelelerinden asla vazgeçmemişlerdir."""